Gündem Uyanış
YURD FACİALARI YURD’UN KADERİMİDİR.
02-12-2016 16:25 941

YURD FACİALARI YURD’UN KADERİMİDİR.

 

 

Dünyanın başka bir ülkesinde değişik facialar adı altında bu kadar kanıksanan toplu ve genç ölümlü kazalar var mıdır? Bilmem ancak bizdeki bu türden ölümler ve kazalar neredeyse kanıksanır ve  birkaç gün içinde istatistik olmak üzere bir sonraki faciaya kadar kader olarak   tefekkürle karşılanıp gereken vaazlar eşliğinde unutulmaya terk edilir gider. Zaten inancımızın temel şartlarından biri kaza ve kadere iman etmek değimlidir.

Maden kazası, İş kazası, Trafik kazası, Canlı bomba kazası, Öğrenci yurdu kazası ve bir bütün olarak kanıksanan katliamlar kaza sınıfına alınarak cezasızlık zırhıyla geçiştirilerek kapatılır. Çünkü mevcut hukuk sistemi, siyasal sistem bu katliam gibi kazalar karşısındaki tutumu belli, yani himaye edilen sahip çıkılan mağdur ve mağdur yakınları değil onları mağdur eden Vakıf, İşletme, ,Sermaye kurumları ve Cemaatler olmuştur. Bu alanda yıllardır yaşanan tüm facialara rağmen gerekli ders ve önlemler alınmadığı gibi benzer faciaların yaygınlaşarak artması için her türlü himaye, maddi ve manevi teşvikler de devam etmektedir.

Özellikle vakıf, cemaat ve derneklere bağlı öğrenci yurtlarında yaşanan cinayetler dikkat çekicidir. Mağdurların çoğunlukla yoksul ailelere mensup küçük yaştaki kız ve erkek çocuklardan oluşması,  sadece kaza ve yangın ölüm akıbeti ötesinde, taciz, istimara da uğramaları toplumsal bir ayıp olarak sürüp gitmektedir.

Adana Aladağ’da öğrenim çağındaki çocuklar ailelerinden alınarak Süleymancılar cemaatine ait yardım derneği Orta öğretim Kız öğrenci Yurdunda meydana gelen yangında 11 öğrenci,1 yurt görevlisi olmak üzere 12 insan hayatını yitirmiş, 22 öğrenci yaralanmıştır.  Daha önce 1 Ağustos 2008 tarihinde 17 çocuğun ölümüne,27 çocuğun yaralanmasına yol açan ve yine Süleymancılar gurubuna ait olduğu bilinen Konya’daki Kuran kursu yangınında ihmali olan sorumluların şu ana kadar herhangi bir cezaya çarptırılmamış olması devletin bu konudaki sorumluğunu ortaya koymakla beraber benzer faciaların da devam edeceğini göstermektedir.

Burada asıl sorgulanması gereken şeyin yangın cinayetleri kadar, himaye edilen ve desteklenen cemaat yurtlarının bu alandaki varlıkları ve bu bu varlığın gerisindeki siyasal dayanaklardır. Devletin sosyal devlet olarak eğitim alanındaki sorumluluğu üslenme yerine ülkenin başına kanlı askeri darbe gibi bir felaketi getirmiş cemaatlere havale etme ısrarını ve gelecekteki yansıma ve sonuçlarını şimdiden toplumsal bir sorgulamaya tabi tutulması gereğine inandığımı belirtmeliyim.

Bilimsel parasız eğitim,  sosyal devlet ilkeleri esas alınarak bir eğitim politikası oluşturulma-dan  benzer facialarla yoksul halk çocukları benzer yangın ve kazalarla can vermeye devam edecektir.  Bu son olayda olduğu gibi, kamuoyuna yaşanan kaza ve ihmallerle ikgili bilgi vermesi gerekenler başta yayın yasağı getirerek, Belediye Başkanının soru soran gazetecilere  “çok hovarda üslubunuz var” diyerek azarlaması, Prof ünvanlı başka bir şahsın Olayı “ sonuçta kader” Diye tanımlaması benzer kitlesel ölümlerin “KADER” olarak daha çok devam edeceği görülmektedir.

Oysa Çağdaş bilimsel, parasız, sosyal eğitim politikasını esas almış ülkelerde böylesine “hovarda” bir kaderle karşılaşmak mümkün değildir.                                                                                              

Servetakbudak.com

Top