Gündem Uyanış
 HÜKÜMETİN TERCİHİ SERMAYEDEN YANA
12-02-2015 14:03 1212

HÜKÜMETİN TERCİHİ SERMAYEDEN YANA

 

Hükümetin, DİSK’e bağlı Metal-iş sendikasının 29 Ocakta başlattığı grevi bir gün sonra kamu güvenliği gerekçesiyle 60 gün ertelemesi, Kamu güvenliğinden önce sermaye sınıfı ile olan yakın ve ortak ilişkiyle ilgili olduğunu belirtmek gerekiyor.

Her şeyden önce bu ertelemenin Kamu güvenliği olgusuyla hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, Metal grevini başlatmak durumunda olan Diske bağlı olan Birleşik Metal iş sendikasının kamu güvenliğini ihlal eden hiçbir davranış içerisinde olmadığını,  meşru ve Anayasal bir hakkı tamamen yasal zeminde kullanmaktan başka hiçbir amaç taşımadığını, sadece ve sadece bir hak grevi olduğunu Başbakan ve karara gıyaplarında imza atan bakanlar kurulu üyeleri de çok iyi bilmekteler.

Bu grevin ertelemesinde belirleyici olan asıl neden MESS’in dayatması ve hükümetin de kendisine siyasal ve ideolojik anlamda yakın olan MESS’n talepleri doğrultusunda bu kararı alarak sınıfsal bir duruş sergilemesinden ibarettir. Dolayısıyla bugün ülkede başta Anayasa olmak üzere hiçbir hukuk kuralının bu yakın ilişkiler karşısında hiçbir  anlam ifade etmediği gerçeği  en keskin biçimde ortaya çıkmıştır.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikasına bağlı 22 iş yerinde başlatılan ve aynı gün Milli Güvenliği Bozucu Nitelikte olduğu iddiasıyla ertelen grev bir kez daha Hükümetin Emek ve Emek mücadelesine karşı olan tahammülsüz tutumunu açıkça göstermektedir. Böylece Birleşik Metal İşçileri kendilerine dayatılan ücret zamları ve ağır çalışma koşullarını Anayasal bir hak olan grev hakkıyla dahi itiraz edemediklerini hükümetin bu kararı açıkça göstermiştir. 

Hükümet 2014 yılı içerisinde Cam işçilerinin ve Lastik-iş Sendikasının aldığı grev kararlarını da ulusal ve uluslararası tekellerin talepleri üzerine işçi haklarını hiçe sayarak ertelemiştir. 

İnsan hakları açısından ikinci kuşak hak kapsamına giren Ekonomik ve sosyal haklar; Anayasada, yasalarda, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış haklarını kullanmak isteyen işçilerin bu hakları doğrudan hükümet eliyle antidemokratik bir biçimde engellenmesi, Hükümetin tercihini iktisaden daha güçsüz olan sosyal kesimler yerine işbirliği içerisinde olduğu sermaye kurumlarından yana yaptığını göstermektedir. 

Hükümet bu tutumuyla son 13 yılda hak talep eden muhalif sendikal yapıları nerede ise tamamen tasfiye ederek, kendine yakın teslimiyetçi sendikaları palazlandırmak suretiyle emek adına hiçbir direnişe tahammül göstermeyeceğini açıkça göstermiştir.

Oysa çalışanların sendikal hakları, toplu sözleşme ve grev hakları bir bütün olarak Anayasal bir hak olup, sosyal devlet anlayışı içinde güvence altına alınması bir zorunluluk olmasına rağmen yürütme yetkisini kendisine daha yakın olan MESS lehine, Metal-iş sendikası aleyhine kullanmaktan çekinmemiştir. 

Dolayısıyla Birleşik Metal İş Sendikası işçilerinin grev hakkını engeleyen hükümet derhal yasal bir hak olan grev önündeki engelleri ortadan kaldırmalı, talepleri ve örgütlenme hakkını güvence altına alarak, anayasal suç işlemekten vaz geçmelidir. 

Top