Gündem Uyanış
CERAPLUS ve EMPERYALİZM
26-08-2016 18:00 1047

CERAPLUS ve EMPERYALİZM

 

Geride bıraktığımız  zaman dilimi içerisinde edindiğimiz hafızada, Emperyalizm ile ilgili söyleyebileceğimiz yegane şey onun hiçbir biçimde güvenilmez olduğudur. Onu var eden ve yaşatan temel olgu kendi çıkarı dışında hiçbir insani ahlaki, hukuki evrensel değer ve ölçüye bağlı olmamasıdır. Yeryüzünde mazlum halkların yaşadığı tüm acılarda sorumluluğu vardır. varoluş nedeni ve yaşam enerjisi halkların acıları ve mağduriyetleridir. Hiçbir ilkeye bağlı değildir. Hiçbir biçimde sözüne sahip değildir. Karar ve İlişkilerde kendi çıkarlarını esas alır. Gücünü ve etkinliğini bu kuralsız ve ahlaksız yapısından elde eder. Bu kural tanımazlığını ve ahlaksızlığını bıraktığı an biter. İyi ya da kötü görünen bir şey yaptığı zaman iyiliğinden veya kötülüğünden değil çıkarına uygun düştüğü için yapar. Acımazsızlık vefasızlık temel özeliğidir. Çıkarı için Şeytanla iş birliği yapar, yine çıkarı için tanrıyla iş bozar. Dün yaptıklarını unuttur bugün başka şeyler hatırlatır. Kısaca ifade etmek gerekirse kaypaktır, Güvenilmezdir. Dolayısıyla hiçbir zaman emperyalizmin ipiyle koyuya inilmez.

Tarihsel geçmişe baktığımızda yüz yılardır Kürt halkının yaşadığı acıların birincil sebebi emperyalizmdir. İngiliz, ABD, AB, RUS emperyalizminin  Kürt halkının bütün değerleriyle Tarihiyle, Coğrafyasıyla, Kültürüyle parçalanıp yok olmasında nasıl rol aldığını, nasıl oynadığını Bu gün 40 milyona varan nüfusuyla kendi toprakları üzerinde yer yüzünün en perişan toplumu haline nasıl getirildiğini tüm diğer mazlum halklar gibi Kürtler de bilmektedir.

Emperyalizmi tanımlamaya çalışırken Kürt halkının  haklarıyla ilgili bölge devletleri ve rejimleriyle birlikte bizatihi Kürt halkının iç ihanet ve yetmezliklerini masumlaştırma gibi bir niyetim yok. Ancak Kürt halkının imha ve inkarı özerinden bölge devlet ve ilişkilerini çıkar ortak paydasında destekleyen ve cesaretlendiren de  hep emperyalist ülkeler olmuştur.

Bu gün yine “tarih tekerrür ediyor” adeta  bir halkın kendi toprakları üzerinde doğuştan sahip olduğu haklarını korumak,  büyük bedel ve acılarla elde ettiği kazanımlarını güvence altına alma hakkına yönelik saldırıların gerisinde  aynı ilişkilerin olduğunu görmekteyiz.

Türkiye’nin Rojava Kürtlerine yönelik tahammülsüzlüğü, oradaki kazanımlarını berhava etmek için İŞiT çeteleri üzerinden yürüttüğü kanlı pres yetmemiş gibi İŞİT bahanesiyle doğrudan PYD ve Suriye halklarını hedefleyen Ceraplus seferi emperyalist ülkelerin  onayı olmadan gerçekleşmesi imkansız olduğunu  beş yıllık bölge savaşları ve kanlı iç çatışmaları deneyiminden  görmek mümkündür.

İşid barbarlığına karşı en güvenilir  ve etkili Kürt müttefiklerini bir çırpıda ortada bırakabilen emperyalist ülkeler,  bugün Suriye topraklarına sözde İŞİD e karşı özde ise Kürt kazanımlarını hedeflemek üzere Ceraplus’a girdiğin açıkça ifade eden Türkiye’ karşı da yarın farklı bir tutumun içine girmeyeceğini de hiç kimse garanti edemez.

Tıpkı ABD nin 1990 yılında Saddam’ı  Kuveyt’e girmesi için cesaretlendirdiği gibi.  Bu ilişkinin önce inkar edildiği Ancak daha sonra Yayınlanan  wikileaks belgelerinde gön yüzüne çıktı. ABD dış işleri belgelerinde kanıt olarak  ABD Bağdat büyük elçisi Glaspie “Araplar arası işlerde taraf olmayız “ ifadesiyle ortaya çıktı. Irak ordusu Kuveyt’i 2 Ağustus 1990 yılında işgal etmiş işgalden 1 hafta önce Saddam Büyük elçi Glaspiei  kabul etmişti. Glaspie Saddam ile yaptığı görüşmede aldığı notları  dış ilerine gönderiyordu bu notlarda “ Saddam dan dostluk mesajı” diye olumlu ifade kullanılmıştı.

Irak’ın Kuveyt İşgali, Saddam’ın dolayısıyla Irak’ın başına gelenler, Irak halkının yaşadığı acılardan dersler çıkarılmadığı gibi aynı senaryo  bugün Suriye de tekrarlanarak emperyalist dünyanın zengin film arşivine bir film daha ilave etmek üzere herkes çaba içinde, Oysa bölge ülkeleri ve halkları yaşanan tüm bu acı deneyimler  karşısında öylesine derin veya üst akla muhtaç olmadan ahlaki, vicdani ve insani  bir akılla yolla çıkarak kendi barışını gerçekleştirmek üzere  kan, ateş  ve şiddet çemberinden kurtulabilirdi.  Ortak insani bir akıl  ortaya konulmadığı sürece emperyalizmin acınası piyonluğundan  kurtulmanın imkanı yoktur.

Top