Gündem Uyanış
KİŞİSEL SAVAŞ
06-08-2015 13:42 1121

KİŞİSEL SAVAŞ

 

 

 

Ne Asker Cenazesi, Ne polis cenazesi, ne gerilla cenazeleri yani hiçbir şey hiçbir şiddet hiçbir ölüm galiba bu nefreti yani  tek başına hem iktidar hem de başkan olamamanın yarattığı kin ve nefreti dindiremeyecek, durduramayacaktır. Ta ki  tekrar tek başına  13 yıllık iktidarı, 2071 yılına kadar tek başına  taşıyacak bir seçim sonucu alınıncaya kadar bu kaos devam edecektir.

Bu  nefretin sebebi eğer Kürtler ve Selahattin  Demirtaş’ise IŞİD Bahane “terörist Kürtler şahane”  günde bin sortiye de mal olsa bin tane de Kürt ölse hiç fark etmez bu savaş ve şiddet bin yıllık kalıcı bir iktidar gerçekleşinceye kadar devam etmeli dağda bir tek Kürt kalıncaya kadar bu kanlı girdap sürmeli, sürmeli ki herkes aklını başına devşirsin neymiş % 10 barajı % 13 ile aşmak üstelik MHP   kadar yani 80 milletvekili ile parlamentoya girmek ve kurgulanan bütün hesap ve hayalleri yer le bir etmek, seçim sonucu ne olursa olsun asla demokratik yaşama yansımayacak şekilde koalisyon oyunlarıyla bertaraf etmektir.

Zaten 28 Şubatçılarda yaptıkları post modern darbeye,  bin yıl sürecek dememişlerimiydi Başkaları yapar da Akeri vesayeti ortadan kaldırmış, kendine güre bir hukuk düzeni ihdas etmiş, önünde hiçbir engel kalmamış koca 13 yıllık iktidar yapamaz mı? Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan birkaç gün önce açıktan itiraf etmemiş miydi? Erdoğan tahrik edildi. “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü Çözüm sürecini havaya uçurduğunu söylemedi mi?

 Dolmabahçe mutabakatının temel aktörlerinden olmasına karşın Akdoğan tıpkı Cumhurbaşkanı gibi mutabakat yoktur demedi mi?

HDP ye her gün yüklenirken “oyu sen alacaksın,hadi çözün şu sorunu diyeceksin” demedi mi?  Başlatılan savaşın nedenleri bu kadar açık ve net ortadayken HDP ve Selahattin Demirtaş’ı bu kadar hedefe oturtmak neyin nesi?

Atila Dorsay’ın dediği gibi Erdoğan’ın Selahattin Demirtaş’la nerede ise kişisel bir hesaplaşma içinde olduğunu düşünüyorum, Demirtaş yalnız Kürtlerin değil, ortalama Türk erkeğinin de tanımına uyan esmer ve yağız fiziği ile olsun,konuşma yeteneğiyle olsun barış için yarattığı umutlarla olsun,çok şeyiyle Türk halkının sempatisini kazandı. Bunlara ötekilerde pek olmayan bir mizah duygusu da eklenebilir.

Tüm bunların Erdoğan’da kişisel bir tür kıskançlık yaratmış olması mümkündür. Bilinçaltında olsa Demirtaş, sonuç olarak Erdoğan’ın 2000’lerin başında büründüğü “umut veren genç siyasetçi” kimliğini ve ülkenin sorunlarına radikal çareler getirme iddiası gönümüzde yüklenmiş gibi gözüküyor. Eğer fırsat verilirse, belki yapacağı önemli işler olabilecektir. Artık yorgun, bezgin, hep öfkeli duran, suratı hep asık bir Erdoğan’ın bu yeni ve enerjik siyasetçiyi, Üstelik hiçbir lafın altında kalmayıp gerekli yanıtları verebilen bu yeni hatibi hiç sevmemesi için birçok nedeni vardır. Psikolojik olanlar dâhil.

Hiçbir kişisel neden başkalarının evlatlarının ölümü üzerinden savaş gerekçesi yapılamaz. Dünyanın hiçbir yerinde savaş kararlarını verenlerin çocuklarının savaşta öldüğünü duyamazsınız. Ölenler için “ yazık” diyerek vicdanlarımızı asla arındıramayız.

Top