Gündem Uyanış
ASANSÖRLE İŞÇİ KATLİAMI
19-09-2014 15:56 1325

ASANSÖRLE İŞÇİ KATLİAMI

Ülkemizde işçi katliamı sınır tanımıyor. Tıpkı IŞİD in sınırsız katliam yöntemlerinde olduğu gibi, IŞİD Canı istediği zaman kurbanının kafasını keserek, bazen bombalayarak bazen topluca kurşuna dizdikten sonra medyaya servis yaparak soykırım gerçekleştiriyor.  ilkel amaçlarına ulaşmak için bu yöntemi taktik ve stratejik bir yöntem olarak kullanıyor. Etkili olduğunu düşünüyor. Korkutarak teslim alıyor

Bugün ülkemizde işçi soykırımına dönüşen iş cinayetleri de bu mantık üzerinde yürüyor. Yeni devşirilmiş sermaye sınıfı 19.yy daki vahşi sınıfdaşlarını aratmayacak şekilde insan kıyımına aralıksız devam ediyor. Firmalar aşırı kar hırsıyla. işçi katliamlarını benzer ruh hali içinde gerçekleştiriyor. Aşırı kar ve rant hırsı hiçbir değer ve ölçü tanımıyor. Siyasal iktidar devşirdiği sermaye sınıfıyla kol kola çalışma kuralarının bütün inceliklerini bu amaç doğrultusunda yasallaştırıyor. Öncellikle insanlar işsizleştirilerek ağır çalışma koşullarına mahkûm ve mecbur ediliyor.

Kuralsız ve ahlaksız emek sömürüsüne tabi tutulan emekçiler, sözde var olan ancak tamamen işlevsizleştirilmiş işçi sağlığı ve iş güvenliği kuraları nedeniyle can güvenliğinden yoksun bırakılıyor. Alınması gereken önlemler ek maliyet unsuru sayılarak pas geçiliyor. Denetim mekanizması firmaların vicdanına bırakılıyor. Açlığa mahkûm edilen yığınlar bu kuralsız katliamcı çalışma şartlarına mecbur bırakılıyor. Aşırı rant nedeniyle  zıvanadan çıkarılan sektörler Azrail’e dönüştürülmüş durumda,. İnşaat sektörün de durum böyle, Maden sektöründe de, Tersane, Tarım ve diğer bütün sektörlerde de sistem böyle yaşatılıyor. Yani emekçilerin kanı ve canı üzerinden küçük bir azınlık için çılgınca bir mutluluk üretiliyor.

Medya vahşileştirilen çalışma koşulları yerine, vahşileşen firma ve patronların özel aşkları, çapkınlıkları ve sevgilileriyle ilgili aşağılık ilişki ve yaşam biçimlerini kamuoyuna yayınlamakla meşgul olmuş durumdadır.

Ülkemiz de her yıl dünyanın en büyük maden Üreticisi ve en fazla iş kazasının yaşandığı ülke olan Çin’İn  iki buçuk  katı kadar ölümlü iş kazası yaşanıyor. Yine AB üyesi ülkelerin otuz iki katı kadar iş cinayeti işlenmektedir. Dolayısıyla dünyada bu alandaki istatistiklerde göstermektedir ki bu iş cinayetlerini sadece kadere bağlayarak, kaza bölgesine imamlar gönderip manevi teselli gösterileriyle vicdanları rahatlatmanın da imkânı bulunmamaktadır.

Daha birkaç ay önce bütün ülkeyi yasa boğan, Soma’daki maden faciası üzerinden gelen Asansör faciası firmaların vicdan ve ahlak adına bir ders almadıkları görülüyor. Katliamlar bütün hızıyla devam ediyor. IŞİD orta doğu, Suriye ve Irak’ı kana boğarken Firmalar ülkemizde katliama devam ediyor. Yüzlercesini maden ocaklarında nefessiz, Onlarcasını inşaat asansörlerinde, yüzlercesini liman ve tersanelerde. Cansız bırakıyor. Bu dramatik sonucu sadece kadere bağlayarak, sella  ve dua okutarak, Diyanet işleri başkanlığı üzerinden bütün yurtta  hatim indirerek teseli etmenin inandırıcılığı kalmamıştır. Her yıl orta ölçekte yapılan bir savaşta öldürülecek insan sayısına denk düşen sayıda emekçinin ölümüne yol açan kuralsız, güvencesiz sicili bozuk kanlı köleci taşeron düzenini kadere bağlayarak meşrulaştırmaya çalışmanın da ahlakiliği bulunmamaktadır.

Çalışma yaşamı ve iş güvenliğiyle ilgili gayri insani durum sadece “Asansör faciası” veya Soma’da meydana gelen son maden faciasıyla sınırlı bir durum değildir. Küresel kapitalist sistemin hegomonyası altında bulunan bütün ekonomilerde benzer facialar yaşanmaktadır. Ancak dünyada hiçbir ülkede oransal olarak Türkiye’de yaşandığı kadar ölümlü iş cinayeti yaşanmamaktadır.

Engels’in 19.YY yılda işçi ölümleriyle ilgili tespitleri Günümüz Türkiye’sine ne denli uyumlu tespitler olduğunu aşağıdaki satırlardan anlamak mümkündür. “Bir insan, bir başkasına ölüme yol açan bedensel bir zarar verdiği zaman buna adam öldürme diyoruz. Saldırgan vereceği zararın öldürücü olduğunu biliyorsa buna cinayet diyoruz. Ama toplum yüzlerce proleteri çok erken yaşta doğal olmayan bir ölümle yani kılıç ya da kurşunla ölüm gibi zorba yollardan ölümle karşı karşıya geleceği bir konuma koyduğu zaman, toplumun o yaptığı bireyin yaptığı gibi aynı kesinlikte cinayettir.”

Maden ve diğer sektör cinayetlerinde ölen binlerce emekçi unutmadığı gibi, Mecidiye köy Asansör  cinayetinde de öldürülen Ferdi Kara, Tahir Kara, Cengiz bilgi, Menderes Meşe, Vahdet Biçer, Murat Usta, Bilal Bal, Cengiz Taloğlu, İsmail Sarıtaş,ve Hıdır Genç’ ler de unutmayacaktır.

Top