Gündem Uyanış
KİN VE NEFRET
27-12-2015 15:34 1025

KİN VE NEFRET

 

 

Bu kin ve nefret kasırgası ne zaman ve nereye kadar devam edecek. “Bir tek kişi kalıncaya kadar, vatan hainleri, yaratıklar, teröristler, gereken yapılacak.

 Bu gün 10 terörist,  son operasyonlarda 185 terörist etkisiz hale getirildi,

 Malum siyasi parti ve bazı sivil toplum kuruluşları bunun hesabını verecek” türünden uzatabileceğiniz kadar söylem ve manşetlerle günün her saatinde herhangi bir Tv Radyo, kanalına girdiğinizde, bir gazete sayfasına baktığınızda, ya da birinin ağzını açtığınızda duymamanız görmemeniz imkânsızdır.

 Tıpkı banka hizmeti gibi 7/24 saat ister algı operasyonu, ister dezenformasyon, İster beyin iğfal seansları deyin bir halkın top yekun ortadan kaldırılmasına yönelik psikolojik, askeri, siyasal saldırılar bütün hızıyla devam etmekte ve gerçekleştirilen soy kırım adeta meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Terörist diye öldürülenlerin tasnifini yaptığımızda aralarında yaşlı kadınların, erkeklerin 35 günlükten 80 yaşına kadar her cins ve yaştan sivillerin, hamile kadınların, hamile kadınların karnındaki bebeklerin tanklarla, toplarla, keskin nişancılarla öldürüldüğünü, öldürülen insanların inanç kuralarına göre defin edilmelerine dahi olanak tanınmadığı görülmekte

Bu cenazelere uzanmaya çalışanların dahi katledildiği, Taybet İnan adında 25 yaşındaki kadın cenazesi örneğinde olduğu gibi haftalarca sokak ortasında bekletildiğini, Cenazelerin bozulmaması için buzdolaplarına basıldığı.

Soğuk su torbalarıyla yakınları tarafından korunmaya çalışıldığı, tarihin en uzun sokağa çıkma uygulamalarıyla insanların haftalarca abluka altına alınarak başta yaşam hakkı olmak üzere Eğitim, Sağlık, Beslenme, Barınma ve temel ihtiyaçları giderme hakkından yoksun bırakılması gibi.

 Temel İnsan haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği bu ihlal karşısında hiç kimsenin ses çıkarmasına fırsat dahi verilmediği cehennemi bir durumu yaşamaktayız.

Uygulanmakta olan bu vahşetin, başta Cenevre savaş sözleşmesi olmak üzere hiçbir ulusal ve uluslararası insancıl hukuk ilkesine uymamasına karşın bütün dünyanın sessiz kalarak adeta bu soy kırıma doğrudan veya dolaylı olarak ortak olduğu bir dönemeci yaşıyoruz

Temmuz 2015’ ten beri çözüm süreci son a erdirilerek yeniden çatışma, şiddet ve ölüm sarmalına girilmiş olması Ülkeyi hızla bir felakete doğru sürüklemektedir.

Siyasetten çözülmesi gereken Kürt sorununun yeniden askeri yöntemle çözme niyet ve girişimi, yaşanan yoğun saldırı, şiddet ve ölümler, bölgeyi bir iç savaş durumuna getirmiştir

Her geçen gün bu savaş ve şiddet tablosu büyüyerek dehşet’e dönüşmektedir. Yaşanan sivil, gerilla asker, polis ölümleriyle birlikte kin nefret duygusu daha da beslenerek güçlenmekte, toplumu tümden zehirlemektedir..

Bütün bu çatışmalı ve hukuk dışı süreç 7 Haziran 2015 seçim sonucunu kabul etmeyerek, Türkiye’yi korku ve şiddet tüneline sokarak 1 Kasım 2015 seçimi ile yeniden tek başına İktidar olan AKP iktidarının savaş ve şiddet politikasındaki ısrarından kaynaklandığını bütün dünya izlemektedir.

Şiddet politikasındaki ısrarın asıl nedeni 1 Kasım seçimlerinde  “İstikrar” söylemi ile birlikte, cebri seçim programıyla elde edilen gücün din referanslı ideolojik eksenli demokrasiyi yok sayan uzun erimli bir iktidarın tahkim edilmesiyle ilgili olduğunu iş işten geçtikten sonra göreceğiz.

Kürtlerin öncelikli olarak hedeflenip soykırıma tabi tutulması mevcut durumda direngen olmalarıyla ilgili bir durum olmakla beraber, bu engel aşıldığında sırada bekleyenlerin nasiplerini alacağına adım gibi eminim

Top