Gündem Uyanış
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI OLUR MU?
17-04-2018 16:34 710

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI OLUR MU?

 

 

       Arap baharıyla başlayan, Suriye iç savaşıyla derinleşen Ortadoğu krizi her geçen gün boyutlanarak küresel bir çatışmanın argümanı haline gelmektedir.

         Çatışmanın ilk evrelerinde vekâlet savaşı biçiminde kendini gösteren kanlı süreçten istenilen amaca ulaşılmamış olunacak ki vekâlet savaşı yerine doğrudan esas bir savaşa doğru kılıçlar kuşanılmaktadır.

      Başlangıçta Suriye rejimine yönelik DAİŞ,  ELL NURSA benzeri radikal İslamcı selefi paramiliter güçlerle saldırı pozisyonuna geçilirken, hemen ardından bu güçler üzerinden Kürtlerin hedeflenmesi işin boyutunun Suriye Rejiminin devrilmesiyle sınırlı olmanın ötesinde daha kapsamlı hesaplaşmanın olduğu gerçeği ortaya çıktı.

        Türkiye Suriye’nin Batısı olarak tanımlanan Rojava bölgesinde Kürtlerin elde ettiği kazanımları kendisi için bir beka sorunu olarak algılayıp mutlaka yok edilmesi gereken hedef olarak ortaya koyması, işi daha da boyutlandırarak bugünkü çıkmaza doğru sürükledi.

        Cenevre, Astana derken süper güçlerinde işe dahil olması, Rusya ve İran’ın doğrudan ESED rejimiyle işbirliğine girmesi, Rejimin daha önce kaybettiği alanlarda etkinlik kazanmasına Karşılık ABD nin PYD ve SDG ile ortak operasyonlar geliştirmesi, Türkiye’yi bir NATO ülkesi olarak Kürtlerle olan uzlaşmaz çelişkisi yüzünden Rusya ve İran’la yakınlaştırdı.

       Bu yakınlık ilişkisi içinde Kürtlerin kazanımları hedeflenerek Afrin, Elbab benzeri alanlar ele geçirilerek Başta ABD olmak üzere batılı koalisyon güçlerine adeta meydan okundu.

      ABD her ne kadar Afrin bizim ilgi alanımız dışında diyerek savuşturma cihetine gitse de Rusya İran Ve Türkiye’nin Ankara’da gösterdiği üçlü görüntüyü hiçbir zaman içselleştiremedi.

Çünkü Bu görüntü Süper güç iddiasını sürdüren kendisi için adeta bir meydan okuma olarak algılayarak tansiyonu yükselti.

Dolayısıyla mesele sadece Doğu Gutada yaşanan kimyasal saldırıyla yetmiş insanın ölümüne gösterilen insani bir refleks olmanın ötesinde Süper güç olarak gelecekteki çıkarlarının devamlılığıyla ilgili kaygıdan ibaret olduğunu belirtmekte fayda var.

     Çünkü Suriye’de iç savaşın başlamasıyla bu güne kadar neredeyse bir milyona yakın insanın öldürülmesi karşısında herhangi bir tepki göstermeyen küresel güçler birden hümanist kesilmeleri elbette inandırıcı değildir.

Sadece Son Afrin saldırısında Siviller dâhil olmak üzere Cumhurbaşkanının kendi ifadesiyle beş bine yakın insanın uçaklar ve bombalarla öldürüldüğüne ses çıkarmayan ABD nin birden Doğu Gutada 70 kişinin kimyasal silahlarla öldürülmesine karşılık kıyamet uçağını havalandırması insan sevgisiyle ilgili olmadığını belirtmek gerekir.

        Rusya, İran, Suriye, Kürt karşıtlığı üzerinden Türkiye, perde arkasında Çin’ bloklaşmasına karşın ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan bloklaşmasıyla ortaya çıkan bu son durum üçüncü dünya savaşıyla sonuçlanır mı bilemem ancak ciddi bir kapışmanın yaşanacağını söylemek için kâhin olmak gerektirmiyor.

        Çünkü Küresel kapitalizm aynı zaman da ciddi bir sermaye, kaynak ve Pazar sorunuyla da karşı karşıyadır.  En az yüz yıllık bir gelecek ve hesaplaşmanın da eşiğinde olunduğunu bilmek gerekir.

        İşin ilginç tarafı hesaplaşmanın Kürt coğrafyası üzerinde gerçekleşmesidir. 

       Bu hesaplaşma Kürtler açısından ne getirir ne götürür bu birazda Kürtlerin ortak hareket edip etmemesiyle ilgili bir durumdur.

        Dolayısıyla yaşananlar Türkiye’nin Bekasından çok Kürtlerin bekasını ilgilendirmektedir. Bütün bunlarla birlikte Batı ittifakı veya NATO Türkiye gibi bir müttefiki Avrasya ittifakına bırakarak kendisi için son derece jeo stratejik olan bir alanı terk eder mi? Benim aklım almıyor.

Top