Gündem Uyanış
EN ERKEN SEÇİM
26-04-2018 19:17 774

EN ERKEN SEÇİM

 

 

      2019 yılında yapılması beklenen veya öyle sanılan Cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçimlerinin olabilecek en yakın tarihe alınmasına karşı farklı siyasal ve toplumsal kesimlerden farklı tepki ve değerlendirmeler yapılmaktadır.

      Oysa mevcut iktidar bloğunu yakından izleme ve tanıma becerisini elde etmiş, on altı yıla yakın bir süre için ülkeyi tek başına kendi tarzında yönetmiş hükümetin icra biçimini yakından izlemiş her kes, her politik kurum ve oluşum 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan en erken seçim kararının sürpriz bir karar olmadığını bilmesi gerekiyor.

      Durumu izleyen bir insan hakları savunucusu olarak bu tespiti aylar önce İHD MYK toplantılarında dile getirerek ifade etmeye çalışmıştım.

Çünkü İktidarda kalmayı evrensel norm ve meşruiyet değerleriyle ölçmeyi pek önemsemeyen,  eşit koşullarda yapılacak demokratik, şeffaf seçimleri pek önemsemeyen, nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin yeter ki iktidarımızı koruyalım anlayışıyla hareket eden bir siyasal akıl ile yönetildiğimizi bilmemiz gerekir.

    Dolayısıyla rejim değişikliğini de içeren Cumhurbaşkanlığı seçimi için belirlenen 2019 Kasım tarihi iktidar için mutlak seçimin yapılacağı bir tarih olmanın ötesinde o tarihe kadar olan geniş sayıla bilecek zaman aralığının fırsata dönüştürülebilecek her anı seçimin olabileceği bir tarih öngörüsünü dile getirmiştim.

      Ve nitekim 24 Haziran 2018 baskın seçim tarihi de böyle bir tarih olarak önümüze konuldu.  

      Dolayısıyla en erken seçim tarihi sürpriz veya Türkçe tabirle kendi açımdan beklenmeyen bir tarih olmadığımı belirtmeliyim.

     Siyasal iktidar özgün otoriter anlayışıyla kendi ekseninde konsolide etmiş olduğu önemli bir toplumsal sosyolojiye dayanarak bu yünlü siyasal ve taktiksel manevraları da her an yapabileceğini hatırdan çıkarmamak gerektiğini belirtmenin de yararlı olduğunu düşünüyorum.

      İktidar eksenli oluşan bu toplumsal sosyolojiyi sadece ideolojik siyasal görüş üzerinden değerlendirmemek gerekir.

     Bu kategorinin dışında meseleye sadece çıkar ve rant ilişkisi üzerinden entegre  olmuş, rüyasında görse inanamayacağı meblağda zenginleşmiş ve bu zenginliğini korumaktan başka hasleti bulunmayan  bir toplumsal kesimin de var olduğunu hatırdan çıkarmamayı belirtmek gerekiyor.

      Dolayısıyla önümüzdeki iki aylık süreç Hem iktidar, hem muhalefet açısından son derece beklenmedik karşılıklı hamlelerle geçecek.

İktidar bloğu açısından iktidarını korumak ve daha fazla yetkiyle donatılmış bir başkanlık sistemini tamamlamak üzere sahip olduğu siyasal ekonomik gücün yanı sıra tüm devlet olanaklarını kullanarak hedefine ulaşmak istiyor ken….

      Diğer yandan muhalefet partileriyle paralel hareket eden, otoriterizme karşı, demokratik parlamenter sistemi savunan demokratik toplumsal kesimler mevcut siyasal iktidardan kurtulmanın arayış ve çabası içerisinde olacaklardır.

       Muhalefet açısından işlerin tıkırında olduğunu söylemek mümkün değil elbette kendi öncelikleri etrafında hastalıklı bir biçimde kümelenmiş, ortak akılla hareket etme refleksleri zayıf muhalefetin son derece dar bir zaman aralığında ilkeli etik bir ortaklaşmaya varmaları zor görünüyor.

       Şimdiden daha önce bir araya gelmesi tasavvur edilmeyen siyasal partilerin ortak hamlelerine bakılırsa mevsimsel ısınmanın yanında siyasal gündeminde iyice ısınacağını göstermektedir.

      Bu ısınmanın ilk belirtileri olarak CHP nin Yeni Partiye gurup kurmak ve seçimlere katılımını engellemeye dönük manevraları etkisiz kılmak üzere sağladığı on beş milletvekilini ödünç vermesi.

Bunun yanı sıra CHP liderinin ortak aday üzerinde mutabakat için Saadet lideri Karamolaoğlu ile yaptığı görüşmeler ve bu görüşmelere karşı iktidar cenahından gösterilen şiddetli tepkiler ortamın daha da ısınacağını göstermektedir.

Bizim dileğimiz hiçbir ciddi toplumsal kırılmanın yaşanmadığı eşit, şeffaf ve demokratik bir seçimle barışçıl ortam işleyişin rayına oturarak her şeyin normalleşmesidir.

Top