Gündem Uyanış
GEMİ VE YOLCULAR
27-08-2018 12:56 747

GEMİ VE YOLCULAR

 

 

        ABD ile yaşanan siyasal ve diplomatik gerilim, Ekonomide yaşanan ciddi sorunlar, Türk lirasının dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi neticesinde yüzde kırka varan devalüasyonun yol açtığı korkunç zam ve pahalılık; anlaşılan kimsenin umurunda değil.

       Meseleyi gerçek sebep ve sonuçları üzerinden değerlendirip bir çözüme kavuşturma, bir an önce fırtınanın etkisini hafifletme, yıkıcı sonuçlarını en aza indirme arayışları yerine karşılıklı salvolarla sorunu daha da büyütme ve ağırlaştırma yaklaşımları ne yazık ki öne çıkıyor.

         Öne çıkarılan ve olumlu bir yansıması görünmeyen bu tutuma tüm toplumun destek olması yönündeki “milli ve yerli” çağrıların, her kesi aynı gemiye davet etmenin şu ana kadar bir yarar sağlamadığını TL karşısında düşürülemeyen dolar kurunda görmek mümkündür. Dolayısıyla daha gerçekçi daha sakin bir politikanın devreye sokulması yararlı olacaktır.

          Davet edilse de edilmese de tuzu kuru olanlar hariç her kes aynı gemide yolcu. Çünkü krizin yıkıcı sonuçlarından doğrudan etkilenecek toplumsal kesim geminin masum yolcuları iken gemiyi yönetenlerin korkunç dalga ve fırtınalar arasında gemiyi sağ salim bir limana ulaştırma sorumluluğuyla hareket etmesi beklenirken, gemiyi daha a azıya alacak şekilde yönetmeye devam ediyor olması Gemi’nin de yolcusunun da selameti açsından iç açıcı olmaz.

         Yaşanan sorunun sadece siyasal ve diplomatik bir sorun olmadığını herkes biliyor ve dile getiriyor. Ekonomide son derece yapısal ve derin sorunlar olmasa idi diplomatik krizin yansıması bu denli ağır olamazdı.

        Bu tür krizler karşısında ekonomisi güçlü olanların para birimi değer kazanırken,  zayıf olanların para birimi de değer kaybetmektedir. Milli ve yerli olan tutum bir an önce ulusal paranın dolar karşısında erimesini durdurmak ve pul olmasını engellemektir.

         On altı yıldır uygulanan ekonomik politikaların doğru ve uygun politikalar olduğunu söyleyebilmemiz için bugün aktüel faizin %30, cari açığın 70 milyar dolar, dış borç toplamının 450 milyar dolar olmadığı, Enflasyonun % 20 lere doğru gitmediği, işsizliğin, iflasların yaygınlaşmadığı, ülkenin dolar arayışında olmadığı bir ekonomi olurdu.

       Dolayısıyla meselenin sadece Papazdan ibaret bir mesele olmadığını ciddi temel sorunların olduğu, meseleyi daha çok diplomatik milli bir mesele olarak yansıtma ve işleme çabaları da yaşanan ekonomik krizin ağır yükünü topluma yüklemenin ikna edici bir yöntemi olarak görmekten başka bir şey değildir.

         Kısa vadeli geçici çözümler, Katar benzeri ülkelerden sağlanacak destekler, Rusya ve İran’la yapılan toplantılar bu sorunu çözmeye yetmiyor.  Derecelendirme kuruluşları Modys, Standard en poors’un peş peşe bayram arifesinde kredi notumuzu düşürmesi Katar dayanışmasıyla sağlanan birkaç puanlık iyileşmenin şimdiden berhava olmasını sağlamıştır.

           Çözüm sağlam bir hukuk sistemi, demokrasi ve kurumların güçlendirilmesiyle birlikte çatışma ve savaş mod undan barış ve adalet mod una geçmekle mümkün olabilir. Diplomatik sorunların yaşanmasına yol açan yanlış ve dayatmalardan vaz geçilerek rant ve beton ekonomisi yerine üretim ve istihdam ekonomisine geçmek, dış destek arayışları yerine 16 yılda ülkenin kaynaklarını bölüşen sermaye kurumlarının taşın altına elerini koymasıyla sağlanabilir.

Top