Gündem Uyanış
“MİLLİ İRADE ve SEÇİM “
12-05-2015 15:44 2944

“MİLLİ İRADE ve SEÇİM “

 

 

Başta Türkiye cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP li siyasetçi ve tüm sempatizanlarının sıklıkla ( ve kasten farklı anlam yükleyerek) kullandıkları kelime olan “milli irade” sözcüğü kendi egemenliklerini sağladığı sürece anlamlı olmakta, bu kelime yani milli irade espirisi muhalefet için söz konusu olduğunda hain bir proje veya planlı bir darbeye dönüşmemesi için hiçbir neden kalmamaktadır.

Daha yeni toprağa verilen bir darbe generalinin anayasası olan %10 gibi son derece haksız bir seçim barajını son derece adaletsiz ve eşitsiz koşullarda aşmaya çalışan HDP ye yönelik sayın cumhurbaşkanının gösterdiği çaba, sarf ettiği efor, kullandığı dil, yaratmaya çalıştığı provokatif ortam, kısaca bu partiyi bu zalim barajın altına itebilmek için harcadığı enerji tam da Cumhurbaşkanının demokrasi anlayışına uygun bir milli irade şaheseri olarak yaşam bulmaktadır.

Milli irade kavramının babası J.J.Rousseau’dur, Rousseau’ya göre milli irade yalnızca devletin kuruluşunda tam bir uyum içinde var olabilir. Buna göre sonradan bu iradeyi oluşturanlardan birinin dahi bu iradenin dışına çıkması, artık milli iradenin bulunmadığını gösterecek ve yeni bir mili irade oluşturulmaya çalışılacaktır.

Milli irade kavramı tam bir fikir birliği ister. En ufak bir aykırı düşünce milli iradenin olmadığını gösterir. Rousseau’nun milli irade hakkındaki görüşleri toplum sözleşmesi kitabında açıkça yazar.

Dugut ise günümüzde toplumsal zihinde oluşan milli irade kavramını eleştirir. Ona göre günümüzde milli irade kavramı Sadece politik gücü elinde bulunduranlara ait olduğunu irdelemeye çalışmaktadır. Tıpkı AKP ve yöneticilerinin milli iradesi gibi bir olgu ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde milli iradenin somut yansıması anayasa ve anayasanın temel norm oluşturduğu yasalardır. Yasama ve yürütmenin üyeleri hatta parlamentonun kendisi milli iradenin temsilini hiçbir biçimde tam olarak yansıtmaz.

Mevcut siyasi parti yasası, parti genel başkanının vesayeti tamda bu gerçeği ifade etmektedir.

Uğur Mumcu’nun söz meclisten içeri kitabında politikacıların “milli irade” kavramı neden dillerinde pelesenk yaptıklarını şöyle ifade eder. “ Günlük dilde milli irade olarak adlandırılan, seçim sistemleri açısından değerlendirdiğimizde, bu milli iradenin bir önceki parlamentonun belirlediği seçim yasasına göre değişik sonuçlar verdiğini görürsünüz. Öyle ise bunlardan hangisi milli irade, hangisi değildir. Buna yanıt bulmak gerekir.

Bu tanıma göre Başkanı ömür boyu sarayda tutan irade milli olurken, Demokratik muhalefetin temsil ettiği irade ise “ proje “ veya darbe olmaktadır. Egemen politik iktidarın ilahi bir kavrama dönüştürdüğü “ milli irade olunca artık buna kim karşı çıkabilir, eleştirebilir. Kim manevi şahsiyet kavramının dokunulmazlık zırhını delebilir.

AKP nin devamlı ısıtıp öne sürdüğü, çamaşır makinesi, çekyat. Kömür, makarna, KPS ile ilahlaştırdığı % 47 lik milli irade ortada dururken % 53 lük zavallı iradenin bir anlamı olmaz elbette.

7 haziran seçimlerinde  gerçek halk iradesinin ortaya çıkması umuduyla..

Top