YAPMAYIN

Bu yazıyı bir eğitimci olarak ele alıyorum..

       Bu gün yarıyıl karneleri verildi..Kimimiz çocuklarımızın karnelerine bakarak sevindik, kimimiz üzüldük!.Kimimiz de karnenin durumuna göre ne olursa olsun abartmadık ve varsa bir eksik ya da alakasız bir abartı oraya yoğunlaşmayı hedef edindik!.

Saydığım bu profilde en doğru olan son söylediğimdir!.

      Eğer sürekli bir başarıya odaklanacaksak doğrusu budur!.Çocukları karne üzerinden yarıştırmak ve hele kıyaslamak vahim bir hatadır!.

        Yıllarca yapıldı ve halada yapılıyor!.Birer ticarethaneye dönen dershaneler çarşaf çarşaf başarı listeleri asarak oradan daha çok sömürü çıkarabilmek için yarıştılar!.Oysa o asılan listelerdeki başarı oranı ders verdikleri öğrencilerin yüzde beşi idi!.Tabi gerideki yüzde doksan beşten kimsenin haberi yoktu!.

      Bakıyorum bugün karneler verilmiş ve kimileri çocuklarını karne ve takdir belgelerin paylaşmış!.

Üzücü!.

      Son derece üzücü ve bunu yapanlardan bazılarının öğretmen olması daha da üzücü!.

Çocuğu taktir aldığı halde, komşusunun çocuğu ve ailesi üzülmesin diye bununla övünmeyip sessiz kalanlar da var!.

Beyler!.

       Eğitim süreklilik gerektiren bir iştir!.Bir yıl sonra bugün karnesini paylaştığınız çocuğunuzun diyelim ki notları iyi gelmedi, o karneyi de paylaşacak mısınız?!

Başarı sadece karnede ki not değildir ve çocuğun geleceğini de belirlemez!.

Bir çocuğu yaşama ve geleceğe hazırlamanın bir çok yolu ve yöntemi var!.

Dönün bir bakın ve bunun ne kadarını yerine getiriyorsunuz?.

Sonra kendinize de bir karne çıkarın!..

İşte o karneyi sosyal medyada görmek istiyorum!.

Tüm öğrencilere iyi tatiller diliyor, saygı ve sevgilerimi iletiyorum..

*************

TEHDİT EDİLİR HALE GELDİYSEK

       Şu Suriye meselesinin ilk gününde defalarca “Bizi belaya sürükleyecekler” diye yazmıştım!

Bunu yazmak için çok dahi ve de çok bilgili olmak gerekmiyordu!.Az buçuk bu coğrafyada ömür tüketen biri olarak “ Görünen köyün kılavuz istemediğini” görmemek için kör olmak gerekiyordu!.O zaman yazdıklarımızla bu güne gelinen yaklaşık yedi yıllık sürede her şey harfiyen yazdığımız gibi yol almış ve şu anki duruma gelmişiz!.

        İşte bu durumun son aşaması Trump’ın dünkü tehdit mesajıdır!.Bu tehdide karşı alttan aldığımız tavır ve Sayın Cumhurbaşkanının Trumpla alel acele görüşmesi her şeyi net şekilde gözler önüne sermektedir!.

        Amerika denilen canavarın dostu yoktur, olmaz, olamaz!.Emperyalizmin tek dostu çıkarıdır, onun için gözü her zaman terazinin kefesindedir ve kendine doğru ağır basanı alıp cebine koymakla mükelleftir; gerisi hava cıvadır!.

       Türkiye en çok Kürt nüfusla yaşayan ülkedir ve Kürt’lerin Türkiye’den ayrılmak gibi bir niyeti hiç bir zaman olmadı, olmazda!.Elinde bu kadar net bir kart varken, sıradan sorunları çözmemek için adeta varını yoğunu yok etmeye şartlanmış bir akıl tutulması yaşamak gerçekten izahsızdır!.

Çünkü herkes yaşadığı korku ikliminden dolayı, milliyetçi ve militarist söylemlerle kendini garantiye alma telaşına düşmüş!.

       Akşam bir açık oturum izliyorum..CHP’li vekilden tutun diğer parti yöneticileri ve gazeteciyim diyene kadar..Hepsi Türkiye’nin mutlaka Suriye’ye girip operasyon yapması gerektiğinin Türkiye’nin geleceği için şart olduğu fikrinde itirazsız birleştiler!.

       Bu vahim tabloyu izleyince benim artık çok eleştirdiğim Sayın Cumhurbaşkanına söyleyecek hiç bir şeyim kalmadı!.Yani hemen girmiyorsa, bunlardan çok daha vicdanlı olduğundandır!.Çünkü bunların tuzu kuru!.Kenarda köşede hatırı sayılır birikimleri var!.E, çocuklarda askerlik falan yapmıyor!.

Ne olacaktı?

Türkiye değilse başka bir ülke olsun!.Yeter ki paran olsun!.

Elhamdülillah o da var!.

Gerisi Şam’da tatlı!.

Gelelim asıl meseleye..

Anlaşıldı ki, Suriye toprakları artık pay edildi!.Rejimin ayakta durmasını sağlayan Put inin oradan elini çekeceğini mi zan ediyorsunuz?.

Milyar dolar harcayan Trump gibi bir tefecinin o paraları oraya gömüp gideceğini mi?.

İşte bunu okuyamayanlar çıkmış hayal görüyorlar ve bu hayalle ülkelerini ser sefil yapacaklarından haberleri yok!.

Trump, bu tehdidi savurduğunda çıkıp “ Elinden geleni ardına koyma” diyebildik mi?.

Diyemedik!.

Çünkü yıllardır onların ağzının içine bakarak dış politika izledik!.Üstelik üretmeden hazır aldık..Hal böyle olunca da tehditleri alttan almak zorunda kalıyoruz!.

Tıpkı komşu ailenin huzursuzluğuna dayanamayan çocuğun babasına “ Biz onlardan kalabalığız, neden gidip dövmüyoruz” diye!.

Baba oğlun gözüne bakar “ Oğlum biz kalabalığız ama hacetimiz (kavga aleti) yok, bu iş lafla değil, hacetin en olur.”

Evet!..

Hacetin yoksa, en azından karışmayıp, kendine de zarar vermeyeceksin!.

*********************

KAYBETMİŞSİNİZ DE

Türkiye yeni bir sistemle tanışınca, ister istemez iki kutuplu bir ayrışmaya evrildi!.Bunun adına şimdilik “ İtifak” diyorlar!.Bir nevi koalisyon!.Çünkü başka türlü içinden çıkma şansınız yok!.

Hepinizin malumu, bu iki cephenin biri “Cumhur” diğeri Millet ittifakı!.

         Cumhur ittifakı devletin bütün olanaklarına sahip ve istediği gibi gündem de belirliyor!.Bu nedenledir ki, Millet ittifakının politikalarını da belirliyor!.Millet ittifakının HDP ye yanaşması durumunda tüm dengelerin alt üst olacağını iyi biliyor ve buradan ürettiği algılarla Millet ittifakının buraya yanaşmayacağını da iyi biliyor!.

       Bu tuzağa gözü kapalı atlayan Millet ittifakının en büyük ortağı CHP’nin zaten seçim kazanmak gibi bir kaygısı yok!.Adeta günlük olarak bu seçimi nasıl daha iyi kaybedebiliriz diye hesap yapıyor!.

İstanbul’a öyle bir isim buluyor ki, kimsenin tanıdığı yok!. Bu aday gidip herkesle görüşüyor ama, nedense HDP’ nin mahallesinde geçmeye cesaret edemiyor!.

       Oysa İstanbul’u HDP siz kazanma şansının hiç olmadığını o da, Kılıçdaroğlu da iyi biliyor!.Ama nedense HDP ile görünmektense seçimi kaybetmenin daha kârlı olacağına inanmış görünüyorlar!.

Bunun neti budur!.

Meclis’in üçüncü büyük partisinden köşe bucak kaçarken, dördüncü ve daha az oya sahip İYİ PARTİ ile ittifak yapıp, şehirleri ve ilçeleri pay ediyorsun!.Sonra dönüp HDP ile görüşmem ama, bizi de desteklesinler gibi alttan alta mesaj veriyorsun!.

Yani il ve ilçeleri pay edin, HDP’ den bir encümene dahi tahammül etmeyin, sonra çıkın beklenti içinde olun!.

Tabi HDP Genel Merkezinin bu konudaki görüşü nedir, hala bilmiyoruz!.

Umarım kendilerine gelmeyenlerin ardında koşmak gibi bir vahim hataya düşmezler ve her ilde adaylarını çıkarırlar!.

Aksi takdirde tabana hiç bir şeyi izah edemezler!.

Üstelik bu konuda bir taban çalışması da yapmış değiller!.

Çünkü böyle bir çalışmada tabanın ne söyleyeceği nettir!.

Aksi durumda HDP’ de yaşanacak sürprizleri hepimiz izleyip, göreceğiz!.Umarım yanılırım!.

Anlayacağınız size bir encümeni bile reva görmeyip, “Onlarla görüşmeyiz” diyen bir İmamoğluna ve Mansur Yavaşa hiç bir HDP’li oy vermez bilesiniz!.

“E, vermezlerse AKP kazanır!”

İşte o soruyu kendilerine soracaklar, HDP’ ye değil!.

Hem ne var kaybetmekten?.

Yirmi yıldır kaybediyorlar ve Kemal Bey hala orada!.

Ama bu sefer kaybederse, hiç kimse Muharrem İnceyi durduramaz ve sanırım intikamı da acı olur!