DÜNYAYI YENİDEN OKUMAK

       Doğal bir dönüşümdür ve tüm canlıların ortak özelliğidir!.Büyüdükçe değişmek ve değiştikçe daha fazlasını istemek!.Bunu, bir bebeğin doğumu ile ölümü arasındaki zaman dilimine yaydığınızda, bu gerçeği daha net görürsünüz!.

     Tıpkı Emperyalizm gibi!.Hiç bir ahlaki kuralla ilgisi olmayan bu sömürü canavarının tek amacı daha çok büyümek ve büyüdükçe de ahlaka dair ne kadar kural varsa tüketmek!.

        Ahlaki kuralları tüketmeyen bir emperyalist düşüncenin yaşama şansı yoktur!.Bunu içinde barındırdığı kapitalist yapılanma üzerinde yapar ve buradan iç büyümesini sağlar!.Burada larvadır!.Kozadan çıkıp ergen hale gelince, içten dışa yönelecektir!.Bu sefer dışarıya yönelecek ve kemirecektir!.İşte buna Emperyalizm diyoruz!.Böyle sıradan ve basit şekilde ele almanın tek nedeni, yıllardır bunu farklı dil ve tespitlerle kimseye anlatamadığımızdandır!.

        Bu Emperyalizm çok sağlam hareket eder!.Girdiği ülkelerin güvenliğinden tutun, ekonomisine kadar her şeyi dizayn edecek şekilde bir güzelce kendine bağlar!.

        Sonra o ülkede kim iktidara gelmiş, kim gitmiş pek umurunda değildir!.Zaten gelenler biraz mızıkçılık yaparsa , onları göndermek onlar için sıradan bir iştir!.Kafaları bozulunca bu getir, götür işlerini çok güzel yaparlar!.

Geçmişte bize yaptıkları gibi!.

         Kısacası siz onlara göbekten bağlı olduğunuz için, sizin fazla şansınız olmamakla birlikte, olabilecek tek şansınız çıkıp, halkınıza karşı samimi olmaktır!.

         Eğer gerçekten bu canavardan kurtulmak istiyorsanız o göbek bağına ilk bıçağı kendinizin çekmesidir!.Bir süre kanaması ve sancısı olur ama, daha sağlıklı ve hormonsuz büyüme şansınız vardır!.

        Şu an ülkece yaşadıklarımıza bakacak olursak; nereye savrulduğumuzu herkes net şekilde görüyor ama, nedense bir tek görmeyen mevcut iktidardır!.

        Hani bari susun, diyeceğim ama o da yok!.Dün hazine Bakanı konuşurken her cümlesi doları yukarı doğru tırmandırdı!.Akabinde Başkan Erdoğan’ın ” Yeni müttefikler ararız sözü” işin tuzu biberi oldu!.

        Bir ekonomik kaosun böyle atlatılamayacağını bunlara kim, nasıl izah edecek onu da bilmiyorum!.

Sadece meydanlara milliyetçilik söylemleri pompalayarak bu işin olmayacağını hala öğrenemedik!.

Hızlı ve tamiri imkansız bir bilinmeze savruluyoruz!.İş, Amerika’nın isteklerini yerine getirmekten çıkmıştır!.

        Geriye kalan tek seçenek, Amerikan üslerini kapatıp, NATO’dan uzaklaşmaktır!.Sonra dönüp kendi iç barışını sağlayarak halkıyla kucaklaşmaktır!.

       Evet, bunların kısa sancıları olabilir ama, unutmayın ki uzun vadede ülkece hepimiz kazançlı çıkarız!.

Bu yapılır mı?

Onu da sizlerin takdirine bırakıyorum!.

****************

YALAN HABER

Çıldıran dövizin ekonomik dengeleri ne hale getirdiğini söylemeye gerek yok!.

Ancak, bu konuda somut ve gerçekçi adımlar yerine, her zaman olduğu gibi yine bahanemiz hazır!.

Dış güçler!.

Evet, ben de dış güçler diyorum!.Dış güçlere bu kadar bağımlı olursan, üretmeden tüketirsen, dahası dünya makineleşirken, sen tüm gelişim planlarını hurafeye bağlarsan olacağı budur!.

İşte o zaman nefesini bile onların kontrolüne verirsin ki, ecel terleri dökmemen eşyanın doğasına aykırı olur!.

Tüm bunlar görünen gerçekler ve ülkedeki medya organları gözümüzün içine soka soka

algılarımızla oynuyor!.

Döviz kurları mevzideki kurşun gibi saat başı vurup, geçiyor!.Ama, bizimkilerin derdi başka!.

"Yalan haber yapmayın, yapanı cezalandırırız" diyor!.

Neyin yalanı, anlamış değilim!.Şimdi dolar yedi sınırını, Ero sekiz sınırını geçmiş!.

Geçmedi mi diyelim!.

Bunu televizyon kanallarının alt spotlarında saniye başı görmek mümkün!.

Ama yok!.

Bunu dillendirmeyeceksiniz!.

Dillendirdiniz mi, yalan söylüyorsunuz ve cezasını çekersiniz diye de aba altında sopa gösteriliyor!.

Artık yangına nereden müdahale edeceksiniz, edin!.

Orman yandıktan sonra ateşin kimler tarafında verildiğinin bir önemi yok!.

Külleri süpürmekle de hiç bir ağacı geri getiremezsiniz!.

***************

GÖRDÜDE NE OLDU

Erdoğan Cumhurbaşkanıydı!.Zaten tek adamdı ve bir dediği iki olmuyordu!.Üstelik Meclis çoğunluğu elindeydi ve MHP'nin kayıtsız, şartsız desteği de arkasındaydı!.

Tüm bunlara rağmen Devlet Bahçeli birden bire çıkıp " Türkiye bu şekilde gidemez ve derhal erken seçime gidilmelidir" diyerek AKP ile danışıklı bir senaryonun sadece sözcülüğünü yaparak, erken seçim kararı aldılar!.

Erdoğan'ın elindeki bu hazır nimetten vaz geçmesinin tek izahı vardı, HDP'nin baraj altında kalması ve dört yüz vekil ve üstüyle parlamentoya girerek MHP'nin de desteğiyle

Anayasayı da değiştirerek artık bir itirazsızlığa

imza atıp, bulunduğu koltukta ebedileşmekti!.

Seçimler yapıldı..AKP parlamento çoğunluğunu kaybetti!.MHP destekli bir çoğunluğun nereye ne kadar gideceği ciddi bir tedirginlik olarak , seçim sonrası Erdoğan'ın yüz ifadesine yansıdı!.Kendisi kazanmıştı ama, partisi kaybetmişti!.

Üstelik HDP barajı aşarak yeniden parlamentoya girmişti!.Bu, Erdoğan'ın hiç bir zaman isteyeceği bir durum değildi!.Ama maalesef olmuştu ve evdeki hesap çarşıya uymamıştı!.

İşte bu hesap, beraberinde yeni hesaplar getirdi!.

Bahçeli, gelecek tehlikeyi iyi görmüştü ve Hükümete sadece destek olacağını söyledi ve Cumhurbaşkanlığı kabinesinde yer almadı!.

Kısacası risk almadı!.

Şu son yaşananlara bakılırsa Bahçeli'den gelecek yeni sürprizlere hazır olun!.

Çünkü bu günleri önceden görmüştü!.

Şimdi çıkıpta " Gördü de ne oldu?" diyebilirsiniz!.

Bir şey olmadı!.Hepimizin bildiğini gördü. Ancak, bir farkla!.

O da, desteklediğinin sorumluluğuna katlanmayarak!.