Gündem Uyanış
ASIL GÜNDEMİMİZE HEMEN DÖNÜLDÜ
26-06-2019 16:12 326

ASIL GÜNDEMİMİZE HEMEN DÖNÜLDÜ

 

 

Dün partilerin grup toplantıları vardı. Doğrusu fazla merak edilecek bir şey yoktu!

Yine yüksek ses tonlarıyla mikrofon konuşmaları falan!

    Tabi tüm liderlerin ortak bir temennisi vardı: “ Seçim bitti; asıl gündemimize derhal dönmemiz lazım” dediler!

       Bu temenni derhal karşılık buldu! Anında şekere, çaya, akaryakıta ve daha farkına varamadığımız birçok temel ihtiyaç maddesine hatırı sayılır zamlar yapıldı. Tutuklama ve gözaltılar aynı hızla devam etti!

Dış politikada “ Sen kimsin?”tavırları son sürat hızından bir şey kaybetmedi!

       “Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir” türküsü bir asırı devirse de, karşılık bulup yasallaştı!

Üstelik tezkereyi er olarak bırakıp, general olarak çıkabileceksin!

     Bir de sırada yargı paketi var; slogan “ Az tutuklama, çok demokrasi” dedikleri anda, haberler hemen devreye girdi; bilmem Amerika vatandaşı kim tahliye edildi; Şu kadar genç ve şu kadar avukatta tutuklandı!

     Yani ülkede sayısız yeni cezaevi yapacaksın, ardında da “ Az tutuklama, çok demokrasi ”diyeceksin!

Evet!

Asıl gündemimize müthiş döndük!

Savunma Bakanı HDP hariç herkesle görüştü!

Seçim öncesi de böyleydi, sonrası da böyle oldu!

Merak etmeyin, bundan sonrası da böyle olacak!

Çünkü birileri elinde bıçakla illaki bu ülkenin kalbine sokacak!

Dönelim, dedikleri asıl gündem bu!

*******************

BİTTİ

 

      Memleket meselesi haline getirilen İstanbul seçimi bitti. Sonuç hiç birimizin beklemediği büyük bir farkla kapandı. Bunun birçok nedeni mutlaka vardır.

Bu sonuçları en iyi okuması gereken iktidardır!

        Ağır hakaret dili kullanarak, seçime yönelik olmadık entrikalara başvurarak, vatandaşı ötekileştirerek, üstelik tüm devlet olanaklarını kullanarak böylesine büyük bir farkla kaybediyorsan, şapkayı bir değil, bir kaç kez önüne koyup düşüneceksin!

        İnsanların bu ülkede sokak dili istemediğini ve hakarete varan nitelemelere maruz bırakılmak gibi bir ötekileştirmeye büyük tepki koyduğu bir seçimdir, İstanbul seçimi!

Bu iktidar için büyük bir dersle kalmayacağa benziyor! Artçıları gelecektir!

        Ekonomik sıkışmışlık, komşularla sorunlar, ABD ve Rusya arasındaki tercihte bocalamamız; bunların tümü beraberinde yeni kararlar getirecektir! Bu kararların en başında iktidarın kendi iç dengelerini artık eskisi gibi rahat idare edemeyeceğidir!

       Kopmalar, kopuşlar başlayacaktır ve Davutoğlu ekibinin, Abdullah Gül destekli parti çalışmasında elinin daha da güçlendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz! Bu durum AKP partiyi ciddi böler ve erken seçimin kapısını açar!

      Tabi bir kaç gün içinde kabine değişikliğine de gidilecektir! Bu işin bir faturası olacaktır. Bunların kimi kapsayacağını üç aşağı, beş yukarı hepimiz tahmin edebiliyoruz!

Ancak tüm bunlar artık AKP’nin yarasına merhem olmayacaktır!

Gelelim İmamoğlu’na:

İsmi ilk açıklandığında hepimiz “ Bu da kim” diye burun kıvırmıştık!

Bunun sadece bir Kemal Kılıçdaroğlu sezgisi olmadığını iyi bilmek lazım!

       Kucaklayıcı dil, kendine güven ve dahası bir Türkiye gerçeği profili ona bu başarıyı getirmiştir! Kemal Kılıçdaroğlu’nun her seçimde iktidar tuzağına düşerek HDP ile ittifaklardan köşe bucak kaçması, ona ve dolayısıyla demokrasi güçlerine hep seçim kaybettirdi!

       Ancak İmamoğlu, öyle yapmadı. HDP ve seçmenine sıcak durdu ve bu sıcaklık ona müthiş bir yol açtı! Eğer bu sunulanı iyi okursa, geleceği, bu ülkede en son ve üst makamdır!

      Kısacası yapılacak tek şey, değişen algılara sahip çıkabilmektir ve Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var!

*****************

ASIL MESELEYE GELELİM

 

Seçim bitti! Daha öncede yazmıştım “ Hiç bir şey değişmeyecek” diye!

Yine diyorum ve hem de ısrarla...

Çünkü büyük bir mengenenin dişlileri arasına sıkışmış durumdayız!

     Son Amerika mektubunun yenilir, yutulur cinsten olmadığını bizimkilerin vücut dilinden çok iyi anlıyoruz!

Bir cevap verildiği söylendi ama ne tür bir cevap onu da bilen yok!

Ancak;

     Savunma Bakanının her zaman olduğu gibi HDP nin dışındaki partilerle görüşüp durum değerlendirmesine bakılırsa vaziyet çok ciddi!

Zaten Dış İşleri Bakanının “ Amerika dese ne olur, demese ne olur? Biz S-400 leri aldık!”

         Sözü, eğer bir blöf değilse, ciddi bir restleşmedir ve bundan sonrası Türk-Amerika ilişkilerinde nereye varır, bekleyip göreceğiz!

Buraya kadar tamam da; peki HDP’ yi dışlama

Politikasını devam ettirmek nedir?

        Altı milyon seçmenin parlamentoya gönderdiği bir partiye siz tavır koymakla, kendi parlamentonuzun varlığına gölge düşürmüyor musunuz?

Hani millet iradesiydi?

Altı milyon insanın iradesini yok sayma hakkını size kim verdi?

Bakın!

Böyle davranmakla bu ülkede hiç bir sorunu çözemezsiniz!

Sorunların temeline inmediğiniz sürece onları büyütürsünüz!

      Daha dün ittifakla İstanbul seçimlerini açık ara götüren CHP böylesi bir durumda “ Hayır kardeşim, HDP ile de görüşün” diyemiyor mu?

Bu ülkede bir barış iklimini tesis edecekseniz, HDP’ yi şeytanlaştırarak yapamazsınız!

Kendi aranızda mı barışacaksınız? Zaten barışıksınız ve bayram seyran demeden, bir araya gelip öpüşüyorsunuz!

Demek ki, dünkü seçimden ders çıkarılmamış!

Kendi iç barışınızı sağlamadan dünyanın karşısına her zaman ezik çıkarsınız.

Ülkeyi bu açmazdan çıkarmak çok zor değil!

Bunu yapmadığınız sürece şekere, yakıta, bilmem hangi ürünlere dün gelen zamları daha çok ve seri konuşursunuz!

Artık bir Belediye seçiminde bile medet umar duruma düşen bu toplumu anlayın!

 

Top