Gündem Uyanış
BAŞLIKLAR;  EY KUTSAL RUH,BU DA OLDU,BENCEDE
07-09-2019 15:46 342

BAŞLIKLAR; EY KUTSAL RUH,BU DA OLDU,BENCEDE

 

 

         Neredeysen çık gel! Bize o kadar güzel topraklar bahşettin ki kim bilir belki dünyanın en güzel coğrafyası.

     Ama gel gör ki biz bu güzel nimetin layığı olmadık, olamadık! Sürekli didiştik ve sürekli bir insan gibi değil, vahşi bir kartalın yavruları gibi kardeşimizi gagalayıp yuvanın dışına attık!

        Bu güzel ülkenin tüm güzelliklerini tırtıl gibi kemirdik ve sonra çıkıp “ en büyük vatansever benim” diyerek asıl vatanseverlere iftira atarak inandığımız dinin gereklerine de ihanet ettik!

Ey kutsal ruh!

Gel!

Biz bu namusuz ve arsızları iyi biliyoruz! Ama inan ki o kadar çoğaldılar ki artık gücümüz yetmiyor!

Gel!

      Bu açıktaki namussuzlarla, gizli namussuzların hepsini bir elden topla götür ve ne yaparsan yap, yeter ki yakamızdan düşsünler!

       Bunu yaptığında sayı çok düşecek ama geriye bu ülkenin havasını teneffüs etmeyi hak edenler kalacak ve belki ilk kez bu hava da doğru teneffüs edilmenin hazını yaşayacak!

....

Yahu insanın çatlayıp buhar olası geliyor!

       Dini kurslarda onlarca çocuğa tecavüz ediliyor, hiç bir medya organında haber yok! Neymiş efendim “ Savcılık gizli karar almış!”

Alsa da almasa da haksızlık karşısında nasıl dilsiz şeytan olduğunuzu çok iyi biliyoruz!

Bu aralar yine doldurmuşsunuz tüm tv kanallarını! Hep tek ağız ve belden aşağı!

     Ara sıra didişiyormuş gibi görününce, moderatör hemen “ Peki HDP!” diyor ve hepsi tek ağız, yekvücut olup orada birleşip, küfretmeye devam ediyor!

      Peki, cesaretiniz varsa neden bir tek HDP’ liyi oraya çağırmıyorsunuz? Çünkü insanlar gerçeği görecek ve o “Prof” unvanlı zavallıların ne hale düştüklerine şahit olacak! Üstelik öyle bir Prof çağırmanıza da gerek yok! HDP’ nin bir ilkokul mezunu üyesi bile yeter de, artar!

      Çünkü gerçeğin okulu yoktur! Yalanın profesörü olmak gibi değildir! Eğilip bükülmezsiniz ve yüzünüzde kızarmaz!

Sonra dönüp dolaşıyorlar “ vay efendim İmamoğlu, neden Diyarbakır’a gitti” diye!

Siz değil miydiniz “ gitmediğin yer senin değildir” diyerek dağa taşa yazı yazan!

Bakın!

Her seferinde hepiniz oralara gittiniz! Ama ruhen gitmediniz! Kaçar adım ve dönerken ardına bakmadan!

İşte ondandır ki oralar yıllardır kanıyor ve her gün evlere ateş düşüyor. Ömrünün baharında yaşamdan koparılanların acısını tv kanallarında keyfe çevirenler bunu bilmez!

Sadece ateşin düştüğü yer bilir!

****************

BU DA OLDU

 

      Din sömürücülerinin elinde öyle güçlü bir argüman var ki istediklerini kullanıp köşeyi dönmek artık sıradan bir iş!

Bu işte bir zamanlar muska en büyük getiriydi!

Bu işin şarlatanları “ illahi göbeğe yazacağım” diye ısrara düşünce, bu işin kompetanlarını da ekmeğinden ettiler!

Hele namı bilinen biri vardı ki bu işi zabit kalemiyle yapar ve duası anında maya tutardı!

    Bu nedenle çocuk hasretiyle tutuşanlar bu mübareğin nefesinden nasibini alır, yuvaları da yıkılmaktan kurtulurdu!

Sonra baktık ki bu işin diğer yanları da varmış!

Mesela “ Helal muskacı” gibi!

Çok merak ettim “ nasıl oluyor?” diye!

        Meğer kimileri göbek haritası çıkarmadan öyle bodoslama dalıyormuş! İşin doğrusunu yapanlar( ki bunlar helal iş yapanlardır) önce bi abdest alıp, sonra duasını okuyup doğru yerden başlıyorlarmış!

Bu yapılmadan doğan bir çocuk, Besmelesiz doğmuş olur ki yer gök kabul etmez, melekler derhal şemaya kaçar!

Bunların hepsi tamam da!

      Dünden beri kafam karışık; bir ilan okudum ve aynen şöyle “ Helal halı yıkama atölyesi!”

Yanlış duymadınız aynen böyle!

Yahu “ helal tavuk, helal bal...” duydukta, bu “ Helal halı nasıl oluyor?”

Düşündüm; “ acaba halıya boy abdesti mi aldırıyorlar?” diye!

İyi de halının gireceği bir yok ki, cenabet gezsin!

Aklıma daha neler, neler?

Mesela mahallede yıkamacı aracı gezerken anonsla “ itina ile halı yıkarız” derse ne diyeceğiz?

“ Bi dakika halıcı kardeş, helal mi yıkıyorsunuz, helalsiz mi?”

Büyük ihtimale diyecek ki “ abla biz helalinden yapıp, yıkıyoruz!” diyecektir!

Başka bir yanıt ihtimali yok!

Tüm bunlar size traji komik gelebilir. Ama maalesef bu haldeyiz!

Şimdi tüm din âlimlerine soruyorum “ Malum hepimiz nefes alıp veriyoruz ve bu nefesler biri birine karışıyor; şimdi benim helal nefesim velet-i zinaların ki ile karışınca ben ne oluyorum?”

Hakikaten iki gündür meraktan çatlıyorum!

Sayın Diyanet İşleri Başkanı “ Kestane kebap, acele cevap!”

*********************

BENCEDE

 

Oturmuşlar, koltuk yumuşak, kıç dolgun!

    Üstelik döner koltuk ve her sözcükte oraya buraya dönerek ezberledikleri bir kaç kelimeyi üç saat boyunca biri birlerine atıp tutuyorlar!

Orada bir tek HDP’ li yok ama ağza ne gelirse savuruyorlar!

Meydan boş, saha geniş ve oradan korkularını gizleyip vatanseverlik naraları atıyorlar!

Bakıyorsunuz unvanlarına; “ Tarihçi, hukukçu, yazar, profesör...” bilmem daha neler?

Hele hukukçu olanlarını dinleyince bir an önce uçup uzaya karışasınız geliyor ama nafile!

    Böyle bir fiziksel donanımınız yok ve bunlarla aynı gezegende nefes almak talihsizliğine mecbur kalıyorsunuz!

Atıp, tutuyorlar!

Bir ara profesör olandan müthiş bir öneri geliyor!

“Kardeşim devlet gerekirse HDP seçmenini yok sayacak ve o oyları görmeyecek!”

Abartmıyorum! Ağzımdaki çayı püskürttüm ve üstüm başım berbat!

Onun bu önerisine sadece biri sesli olarak güldü!

Diğerleri koltukta bir kıç turu yapıp onayladılar gibi!

Sonra düşündüm baktım ki içlerinde en akıllı olanı bu!

Aslında önerisi de doğru ve şu an devletin yaptığı da bu!

     Bizler “ Altı milyon insanın oyu” falan gibi bozuk plak tekrarlarına düşerken, sadece üç Kayımlık karşılığımızın olduğunu bilmemişiz!

Bu adamın ekranda söylediği de budur!” Yok sayacaksın!”

Demokrasimizin yaşaması için bu elzem bir öneridir!

Mutlaka dikkate alınmalıdır!

     Bence de HDP oylarını yok sayacaksınız; hatta önerimdir; en büyük partinin hanesine yazıp onu mutlak iktidarda tutacaksınız!

 

Top