Gündem Uyanış
DEFALARCA DEDİK AMA
31-10-2019 16:19 332

DEFALARCA DEDİK AMA

 

 

      Her şey Yedi Haziran seçimleri ile başladı! O gün demokrasiye kılıç vurulup kafası uçurulunca, artık çaresizdik ve önümüze düşen bu gövdeyi gömmek zorunda kaldık!

        Sonra hoşa gitmedi diye o seçimleri iptal ettik ve ardında ölüm tam tamları çaldık! Bir an da toplu katliamlarla paramparça olup, yerlere dağıldık! Olsun, bu ülkede acılar çabuk unutulurdu; unuttuk ve kısa süre sonra mevcut iktidar iptal ettiği seçimlerden yeniden çoğunluğu alarak hükümet olmayı becerdi!

Kimse çıkıp yarını düşünmedi ve biz bunları o gün de yazarak, bu günlere işaret ettik!

İyi de kim duyacaktı ki?

        Ne ünlü, ne de yalaka bir yazarsın! Biz bu ülkede yaşayan sıradan bir vatandaş olarak gidişatı sezmiş ve ısrarla sorunlarımızı kendimiz çözelim demiştik!

Çünkü artık orta çağ mantığı ile yaşamıyorduk!

Sınırları olan bir ülke de olsan, artık dünya ile yaşıyordun!

Ama hayır!

      Biz dünyaya meydan okumalıydık! Çünkü televizyon kanallarını işgal eden ve kanlı söylemlerden öte bir tek cümle kuramayanların ortak önerisi buydu ve bunlar vatanseverdi!

Bu dutumun bizi hızla şelaleye sürüklediğini bu sayfada defalarca yazdık!

Adeta “ etmeyin, tutmayın” diyerek yalvarırcasına!

Çünkü biliyordum ki bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak, batan gemide ben de olacağım!

        Amerika’nın yanardönerliği üzerinden ve kendi çıkarından başka bir şeyi düşünmenin Emperyalizmin ruhuna ters olacağını da defalarca yazdık!

Ama yok!

Kendi içimize dönüp sorunlarımızla ilgilenecekken, sadece Amerika ile ilgilendik!

Bu Amerika’ya “ defol git benim yurdumdan” diyenleri geçmişte olduğu gibi, şimdi de “ Vatan haini” ilan ettik!

Bu Amerika’nın hala içimizde üsleri var! Sen bunları kapatmadığın sürece kimseyi Amerika’ya atıp tuttuklarına inandıramazsın!

       Kendi parlamentonda dahi kendinden başkasını tanımadığın yer de, başka ülkelerin seni bunun üzerinden ne kadar sıkıştıracağını bilmiyor musun?

Üstelik Cumhuriyet Bayramında Ana Muhalefet partisi liderinin elini sıkmayarak!

       Şunu unutmayın, iç barışı sağlamadığınız yer de, dünyaya saygınlığınızı kabul ettiremezsiniz!

Şu an geldiğimiz yerin özeti budur!

Peki, aldığımız ve alacağımız bir ders var mı?

Hayır!

Bizim ders almak gibi bir niyetimiz olmadı, olmaz!

Çünkü biz dersin, öğrenmek olduğunu hiç bir zaman bilmedik!

      Bilmediğimiz için de “ ancak ders veririz” diyerek bizi kabalığa iten o çirkinlerin kışkırtmalarına kulak verdik!

Dedim ya, biz yola çıkarken demokrasinin başını uçurduk!

Şimdi elimizde cansız bir gövde! Koktukça kokuyor!

Biz bu kokuyla yaşamaya çalışırken, dışarıdaki almış ipleri istediği yere bizi çekiyor!

Çünkü tuzu kuru!

Çünkü kokuyla yaşamaz!

Ama kokuyu binlerce kilometre uzaktan almak gibi bir hassas burnu var!

Tıpkı sırtlan gibi!!

*********************

DÜNYA DÖNÜYOR

 

       Yeryüzünün en tehlikelisi olarak yerini aldı! Milyonlarca canlı vardı ve hepsi davranışlarının gereğini yerine getirerek yaşamını idame ederken, biri farklıydı! Çünkü o düşünme ve zekâ denilen bir özel imtiyaza sahipti!

       Aslında bu farklılık, kendisinin ve diğer canlıların felaketiydi! Çünkü ikiyüzlü davranma, hileye başvurma ve gerektiğinde yalan söylemek gibi birçok karakteristik özellik taşıyordu! O nedenledir ki “ Sapiens” denilen ve daha zeki olanı, benzer türü olan “ Neandertal” insanını yok ederek bu günlere geldi! Gelirken de aldığı yol, hep yok etmek üzerineydi!

       Bu nedenle her çağın çoğunluk yığını olan bu tür, kendi türünün zeki olanını da diktatörler ve egemen yöneticiler eliyle yok ederek gelmiştir! İşte bu nedenledir ki zeki insanların genetik geçişi günümüze yeterince ulaşamamış ve ancak yüzde beş seviyesinde kalmıştır!

Geriye kalan yüzde doksan beş, şu an dünyaya hükmeden ve o yüzde beşi de yönetendir!

         Hal böyle olunca ortaya bir yok etme ve kıyım içgüdüsü hiç bir zaman yakamızı bırakmamıştır! Bı gün dünyayı yüzlerce kez yok edecek nükleer ve kimyasal silahlar, bu orta zekâ yığınınca, azınlık zeka olanlara icad ettirilmiştir! Çünkü güç bu orta seviye zekânın ekindedir!

       Düşünün bu gün dünyadaki en büyük para iki bin beş yüz insanın elindedir! Geriye kalan ise Altı buçuk milyardır!

Bu para adil kullanılırsa dünya da bırakın insanı,

aç bir tek canlı bile kalmaz!

       Ülkeler biri birini ve dünyayı yok etme yarışındalar! Gittikçe artan bir dünya nüfusu ve hala doymayan bir Sapiens!

İşte yeni savaşlar, yeni kıyımlar, yeni acılar gerekiyor!

İhtimalen bir deli bir gün çıkar, bombanın pimini çeker ve dünyanın sonunu getirecektir!

Çünkü dünyayı şu an yöneten bu delilerden yeterince var!

Ellerinde bunu başaracak her türlü materyalde var!

Öyle ya, dünyanın güzel nimetlerini hak etmeyenlere başka nasıl bir ders verilir ki?

Tarihte hep böyle oldu, yeni hiç bir şey sürpriz olmaz!

...

Bu gün Cumhuriyetin doksan altıncı kuruluş yıl dönümüydü!

Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlunun elini sıkmamış!

En doğrusunu yapmış!

Sonra dönüp “ doksan altı yılda nereye geldik?” diye soracaksınız!

Söyleyeyim;

Başa döndük! Yani Osmanlı’nın son dönemine!

Top