Gündem Uyanış
ÇÜRÜDÜK
19-12-2018 13:23 456

ÇÜRÜDÜK

 

 

         Üç kıtaya hükmeden Osmanlı’nın neden çöktüğünü üç aşağı beş yukarı hepiniz bilirsiniz!.Bütün topraklarını kaybeden İmparatorluk hazin bir çöküş yaşarken, elde kalan son topraklar üzerinde Mustafa Kemal tarafından bir Cumhuriyet kuruldu..

        İlk kuruluş, sancıları hafifletmek üzere kimi mavi boncuk vaatleriyle işe koyulsa da, yavaş yavaş ipler ele geçirildikten sonra bu vaatlerin hepsi rafa kaldırıldı ve hala sancılarını çektiğimiz bir devlet yapılanmasının temeli sağlamlaştırıldı!.

           Çünkü ilk kuruluşun temelinde verilmesi düşünülen kandırmacalar vardı ve bunlardan biri de Kürt’lere muhtariyetti!.İşte bu sorun sağlıklı bir şekilde değerlendirilmediği için, hala karşımızda en büyük sorun olarak duruyor ve Türkiye’nin ekonomik kaynaklarını ciddi şekilde zorluyor!.

Diğer bir konu inanç meselesiydi!.

        Mustafa Kemal modernlik adına Batı’yı model almıştı!.Ancak bu modeli sadece kendi yaşam tarzı üzerinden örnekleyerek yaymaya çalışmış ve bunu hiç bir şekilde başaramadığının en büyük örneği de yüz yıllık Cumhuriyette geldiğimiz noktadır!.İçkili sofralarla modern yaşamın kapılarını açmayı düşünmek, belki de zahmetsiz bir çabaydı ama, hiç bir zaman karşılığını da bulmadı!.Çünkü bu Ülkede hakim inanç “Sünni İslam’dı” ve devletin tekelindeydi!.

        Eğitilmeyen bir toplumda beklenen sonuç, şu anda okuldan çok cami varlığıdır ve sayısal derslerde dibe vurmaktır!.Şimdi çıkıp “ Bunun Atatürk ve Cumhuriyetle ne alakası var?” diyebilirsiniz!.

İşte asıl sorun burada!.İnançları baskılansanız olacağı budur!.Bir taraftan Sünni İslami devletin inanç kodu olarak belirleyeceksin, bir taraftan da baskılayacaksın ve bu baskılama yer altına çekilip, şu anda bulduğu ılıman mevsimde yeşerip yer yüzüne çıkan tarikat ve cemaatlerdir!.

Bunun en büyük meyvesi de darbeye kalkışan Fetullah Gülen cemaatiydi!.

       Zaten Alevilik gibi inançları saymaya gerek yok!.Yüz yıllık Cumhuriyette hala ibadetlerini yapacakları mekanlara statü daha verilmemiş;

oysa Alevilere sorsan çoğu hala Mustafa Kemal’in Alevi olduğunu söyler!!

Yüz yıllık Cumhuriyet!..

Hala sorunları ile boğuşuyor!.

Hala insanı yoksul!.

Hala çevremizle kavgalıyız!.

Hala içimizden korkuyoruz ve öyle acılar yaşadık ki, samimi bir el çıksa belki hepimiz sarılıp, acılarımızı biri birimize bağışlayacağız ama, nerede o akıl?.

Hala fitili ateşlemek için meydan meydan sokaklara öfke pompalıyoruz!.

Sonra çıkıp “ Neden muasır medeniyete ulaşmıyoruz?” diye kendimize anlamsız sorular soruyoruz!.

Ulaşamayız!.

Çünkü çürüdük!.

*****************

MUTLU OLUN

 

On beş kişiye yakınız!.

Oturmuş sohbet esiyoruz..Her görüşten varız..Tartışma ara sıra dozunu artırsa da kimse kimseyi öyle kırmıyor ve üstelik Meclis’te olduğu gibi laf sokup, küfreden de yok!.Zaten hep demişimdir “İyi ki, vatandaş bunların dediklerini ciddiye almıyor, yoksa gerisini düşünmek bile istemiyorum” diye!.

Gelelim konuya..

Arkadaşın biri ortaya atıldı “ Bir dakika beyler, kaçınızın arabası var?”

Herkes durup şaşkınca “ Ben de var” dedi!.

Kısacası iki kişi hariç hepsinde araç vardı ve hepsi son bir ayda hatırı sayılır trafik cezası yemişti!.

Tartışma birden seyrini değiştirdi!.

Ortak nokta zam, ceza ve kazıklardı artık!.

Biri “ Ulan yolda avını bekleyen örümcek gibi bir çalının arkasına gizlenip, ceza yazıyorlar, çıldırıyorum” diyerek elindeki tespihi yere fırlattı!.

Evet!.

Bütçe cezalarla denkleştiriliyor!.

Oysa o bütçeden eğitime yeterli kaynak ayrılıp, önem verilse, eğitilmiş bir toplumun vatandaşı ceza yememek için hata yapmaz!.

Ama yok!.

Ne kadar cehalet o kadar ceza!.

Ne kadar ceza, o kadar para!.

Demek ki, cehalet işimize geliyor ve gerçekten de cehaletimizin sınırları alabildiğine genişliyor!.

Vatandaş artık gelen doğalgaz, su faturalarını cebine koymuyor!.Eline alıp, ödeme merkezine kadar söylene söylene yol alıyor!.

Neyse!.

Bugün Pazar!.

Nazımın dediği gibi “ Kararmasın solunuzdaki cevahir.”

Her şeye rağmen mutlu olun, umutlu olun!.

Hepinize kucak dolusu sevgiler!.

Hepinize mutlu Pazar’lar..

Top