DOLAR NASIL DÜŞER? NASIL YÜKSELİR?

       Şimdiye kadar şu dolar niye yükselir, niye düşer ve dahası nasıl düşer diye kafa yorup, o kadar bocaladım ki, bir türlü kafam basmadı!.

        Üstelik bu konularda beni bir şey biliyormuşum gibi soru yağmuruna tutanlara öyle anlamsız yanıtlar vermekten kendimi bir türlü alıkoyamadım!.

        Hâlbuki çıkıp " Vallahi kardeşim ben bu konulardan anlamam" deyip kenara çıksam vaziyetten rahatlıkla sıyıracağım ama nerede o adam?

      Ben de şu toplumun her şeyi bilmişleri gibi , kendime bilmiş havaları vereceğim ya, mutlaka mevzu  ya maydanoz olup " ulan bununda bi b.. bildiği yok!" deyip ardına bakmadan gidenlere aldırış etmeden yeni bir mevzunun avcılığını kollarken, asıl yapmam gerekenin bu konuyu araştırıp, fikir sahibi olmaktan geçtiğini de bilmiyordum!.

    Ta ki, bu akşam zapladığım kanallardan kaçıp, Cübbeli Ahmet Efendinin dizinin dibine düşene kadar!.

Aman Allah ım, bu konuda ne kadar derin bir der yaymışta haberimiz yokmuş!.

        Örneğin ,şu anda " Haram aylarında" olduğumuzu ve bu aylara çok dikkat etmemiz gerektiğini söylüyordu ki, Vallahi kendimi bir anda helal aylara nasıl atarım diye , evimizin balkonuna çıkıp, tüm mahalleyi gözden geçirdim, sevaba nail olacağım hiç bi ize rastlamadım!.En mantıklısı mahallemizdeki ziyaret ağacı!.

Yarın mübarek gün, ilk iş sabahtan gidip oraya çaput bağlamak!.

       Niyetimin ne olduğunu merak edenlere , niyetimi söylemeyeceğim, bırakın ben de kalsın!.

Evet, Cübbeli doların düşmesi için " dua edin" diye cemaate telkinde bulunuyordu!.Cemaat, birden duaya durunca " Aman haa, fazla dua etmeyin, çok düşerse belki zararı da olabilir" demez mi?

Cemaat zınk! Diye durdu!.Çünkü çok dua etmişlerdi!.Fazlası ülke ekonomisine zarar verebilirdi!.İşi ayarında tutmak gerekiyordu!.

Dualar bitikten sonra baktık ki, dolar beş iki yüzden, beş beş yüze çıkmış!.

Bunca duaya rağmen düşüremediğimiz doların neden duaya rağmen düşmediğinin tek izahı var:

İçinde bulunduğumuz haram aylar!.

*********************

REÇETEYİ YAZIYORUM

       Dolar çıldırmış, Amerika açık ve aleni tehdit ediyor, iç piyasalar yangın yeri, şirketlerin bir haftalık dış borcu önü alınamaz şekilde katmerleşmiş ve daha nerede duracağı belli değil!.

       Doğuş grubu resmen battığını ilan etti gibi!.Bir diğer büyük inşaat firması sancıdan kıvranıyor ama, yandaş olmaktan kaynaklı daha fazla sesini çıkaramıyor!.

Ama tüm bunların arasında insana kafayı yedirecek haber ne biliyor musunuz?

Gazete manşetlerinin büyük puntolarla "

Amerika ile dostluğumuz çok sağlam" gibi

haber yapmaları ayrı bir mucize!.

       Bu Amerika'ya karşı nasıl dik durmak gerekir diye burada yazsam, hiç bir anlamı kalmaz!.Çünkü bu yazıları takip eden birimlerin götürüp". Bakın böyle bir öneri var" diyerek yetkililerin önüne koyacak halleri yok!

Onların işi gücü, kelime avcılığı ve avlayabilirlerse o kelimeleri götürüp savcıların önüne koymak ve oradan bir " vatan haini" yaratmak!.

O nedenle bu çıkmazdan kurtulmanın en belirgin yolu samimiyettir!.

Çıkıp bugüne kadar tüm hükümet politikalarının yanlış olduğunu ve iflas ettiğini söylemektir!.

Sonra;

Ne yapılmalı, diye bir yol haritası çıkarmaktır!.

İlk adım, Amerika'ya öyle bağırarak değil, üslerini kapatmaktır!.

En önemlisi Hukuk ve yargı güvenliğini sağlayarak, adaletin kendi mecrasında tecelli etmesine olanak sağlamaktır!.

Hukuku, bir " takas" boşluğuna savurarak değil, kendi üstün değerleriyle baş başa bırakmaktır!.

Dahası!!

Ülkenin uçurumun kenarına kadar giden yolculuğuna alkış çalan ve son olarak oradan düşmesini bekleyen şu leş kargaları görünümlü kimi basın ve onların ünlü analistlerlerini tez elden ülkeden kovmaktır!.

Bu işin ötesi berisi yok!

Reçete bu!.

Ben yazdım, ilacı alıp almamak hastaya kalmış!!

***************

Avukatın gelip te ne diyecek?

Polis, her seferinde yakaladığı hırsızı Hakim karşısına çıkarır ama, sürekli delil yetersizliğinden serbest bırakılır!. Bu durum polislerin canını sıkar ve onu son işinde çaldığı

Tavuklarla Mahkemenin huzuruna çıkarırlar!

Hâkim sorar:

-Konuş, niye çaldın?

-Avukatım gelmeden konuşmam!.

-Ulan, çaldığın tavuklarla yakalanmışsın, Avukatın gelip te ne diyecek?

-Valla Hakim Bey, ben de merak ediyorum, gelip te ne diyecek, diye?.

Şimdi hepimiz saat on dörde kilitlendik, bakalım Hazine Bakanı ne diyecek?

Şurada bir kaç saat kaldı ama, meraktan çatlayıp ölenler olmasın diye, ben söyleyeyim !.

Allah'ımız var!.." diyecek..