Gündem Uyanış
12-01-2018 18:36 708

"Yerli ve milli? ler birleşiyor mu?

 

 

Yerli ve milli “ arıyor beyefendi!.

'Ya benimsin, ya da kara toprağın "gibi bir şey!.

Bu Mahmut Esat Bozkurt zihniyetidir!.

Şu anda Bahçeli, Erdoğan ruhunda vücut bulmuştur!.Bu söylemin bir ülkeyi nerelere getireceğinin hesabını yapmayan bu ikiliye şunu sormak lazım:

İnsanı geçtik, bana milli olan bir icadınızı lütfen söyleyin?.

Milli olan bir üretim söyleyin?

Artık domatesiniz, biberiniz bile yabancı!.Sanayin zaten yok, tarımsal ürünlerin tüm genetik kodları yabancılardan!.Sen ancak ekip, deriyorsun diyeceğim ama, onu da yabancı araçlarla yapıyorsun!.İşçiliğini de artık Suriyeliler yapıyor!.

Davul-zurna icadımızdır diyeceksin, biliyorum ama, artık onu da yabancı müzik aletleri rafa kaldırdı!.

Eskiden " dokuz okka" diye şöyle dizden kırmalı bir halay oyunu vardı!.Bu ritmi ancak davul zurna ile tutturabiliyordunuz ve seyri doyumsuzdu!.

Geçenlerde bir köy düğününde bu oyun oynansın diye bu işin orada bulunan yaşlı ustalarına ricada bulunuldu ve ricaları kırmayıp kalktılar!.

Davul zurnanın yerini alan Japon icadı müzik aletleri ile ritim bir türlü tutturulamadı!.Abuzer dayı tam dizleri kırıp, ritmin oradan denkleşmesini beklerken, hava birden "I Low you" ya kaymaz mı?

Abuzer dayı yarı çömelik halde " aho!" diyerek elindeki mendili fırlatıp, halayın başını terk etti!.

Şimdi bu yerli ve milli meselesinde en kolay yol kan testidir!.

Yapın bu testi hepimiz rahat edelim ve kanımızla yüzleşelim!..Herkesin kimliğine de yazalım:

Öztürk, Türk, Beyaz Türk ve kendini Türk sanan Kürtlerde "Bozkurt" diye kimlik verelim olsun bitsin bu iş!.

Hem kimin ne mal olduğunu günlerce araştırmak gibi bir zahmetten de kurtuluruz!.

Tabi bu durumda yerli ve milli oy isteyen muktedirler ne kadar oy alır bilemem ama, şunu kesin söyleyebilirim ki, köy muhtarı bile olacak kadar oyu bulamazlar!.

Bir de iki yüzlülük yapmasınlar, ezanı da millileştirsinler!.Türkçe ezan, yerli ve milliliğin ilk ve etkili adımı olabilir!.

Duy sesimi Devlet Bahçeli!!

*********************

Demirtaş yeniden eş genel başkan yapılmalıdır

 

Eş Genel Başkanımız sayın Selahattin Demirtaş'ın Genel kongrede aday olmayacağına dair, parti yetkili kurullarına gönderdiği mektubun içeriğini hepimiz gördük!.

Burada yazılanları öyle sıradan bir mektup gibi algılamak büyük hatadır!.

Sayın Demirtaş genç bir politikacı ve oldukça duygusal boşlukları olan bir insandır!.

Başında olduğu geminin kaptan köşkü ondan korkanlarca boşaltıldı ve maalesef sürüklenen gemiyi biz geride kalanlar idare etmesini bilmedik!.

Parti teşkilatları siyasi tecrübesizlik talanına uğradı!.Hal böyle olunca Teslim Töre'nin "HDP' ye dadanan kurtlar" tespiti maalesef yerinde ve çok doğru bir söylem olarak gelip karşımızda durdu!.

Belediye Başkanları ve Vekiller dahil tek tek derdest edilirken hiç bir karşı politika geliştirmedik!.Yaptığımız tek şey duygusal "ah , vah.." lı çene düzenbazlığıydı!.

Daha dün İdris Baluken'e on altı yıl ceza verildi!.

Bunun açılımı Daha ağırının Selahattin Demirtaş'a verileceğidir!.

Bu kadar sessiz, bu kadar basiretsiz bir seyirci modunda olduğunuzda size dönecek karşılık budur!.

Sistemin Demirtaş'a dayattığı duygusal kopuşu toparlamanın ve sahip çıkmanın tek yolu Demirtaş'ı yeniden Eş Genel Başkan yapmaktır!.

Ötesi partinin kaldıramayacağı sonuçlarla karşımıza gelir ki, hiç birimiz altından kalkamayız!.

Aksini düşünmek Demirtaş'ı cellatlarına teslim etmektir!.

Belki de bunu sezdiği içindir ki, böyle bir mektupla duygularını ifade gereği duydu!.

Umarım bu mektubun içeriği iyi tahlil edilir!.

Bunun ışığında da doğru bir yol haritası izlenir!.

**********************

UZATIN

 

Nasıl bir şeydi, neyin nesiydi hala anlayan yok!.

Güpegündüz bir darbe girişimi ve akabinde ipleri eline alıp, ne yasa, ne hukuk, ne de adalet tanıyan bir hükümet!.

Kendileri hariç, tüm ülke "Fetö" cü!.

Hal böyle olunca adamların yürümesinden tutun da konuşmalarına kadar herşey değişti!.

Birkaç gün önce mafya babalarına gözdağı verip "ulan varsa bir racon, ben keserim" diyen Reis, şimdide " kodummu oturturum" diyerek hepimizin ayağımızı denk alması konusunda uyarmakla kalmadı , dünyayı da korkudan altına işetti!.

Sonra baktık ki, "olağanüstü hal" meselesinin tarihi yaklaşmış!.

Bekir Bakan çıkıp " uzatacağız" dedi!.

Yüreğim ağzıma gelmişti, uzatmayacaklar diye!.

Çünkü alıştık ve adeta kanka olduk!.Belli ki hala görevden alınması gereken seçilmişler var!.

Kendilerine yarayacak ne kadar yanlış varsa onu tamamlamak için bu işin uzaması gerek!.

Ee, ucu da ellerinde!.

Uzat , uzatabildiğin kadar!.

Baksana seçimler yaklaştı, yüz elli kağıt vererek adayınızı belirleyin diyorlar!.

Bence çok cüzi bir rakam bu!Beş bin kaymeye çıkarın ve rahat edin!.Çünkü sizden başka kimse bu parayı denkleştiremez ve tek başına işi götürürsünüz!.Hem kimse çıkıp size " oy çaldılar" diye iftira da atamaz!.

Bununla ilgili düzenlemeyi hemen yapın!.Nasıl olsa işin ucu sizde!.

İstediğiniz kadar uzatın!.

Zaten uzasın diye bir acayip merakımız da var!.

Uzat, uzattığın kadar!.

***************

" klavye militancılığı"

 

Çağı yakalayamadığınız zaman önünüzden hızla akıp giden zamana ancak geriden el sallayarak bakarsınız ve sadece kendiniz olarak olduğunuz yerde anlamsızlığınızla kalırsınız!.

Ben dahil bir çok arkadaş yapılacak HDP Genel kongresinde Eş Başkanlık noktasında görüşlerimizi yazdık!.Biz bunları " klavye militanı!!" olarak yazmadık!! Var olan bir siyaset algısı üzerinden yazdık!.Ama ne yazık ki, bunu iyi okuyamayan mikrofon militanları bizleri klavye militancılığı ile suçlayarak, adeta kendilerinin dışında kimsenin konuşmasına , görüş bildirmesine tahammül edemeyeceklerinin işaretini verdiler!.

Bunu söyleyenlerin bu partinin Halk gerçeğine ne kadar yabancı olduklarının kendi ağızlarından yaptıkları beyanla aşikardır!.

Partinin iki Eş Genel Başkanı zindan da ve sen bu konuda somut bir rota çizmemişsin, etkili bir pozisyon almamışsın ve üstelik bu konuda halka gidip, " ne var, ne yok " dememişsin, tüm bunlara rağmen yol açıcı görüş bildirenleri de " klavye militancılığı" ile suçluyorsun!.

Suçladığın bu militanlar, boş boğaz sözlerle sayfa doldurmuyorlar!.Yılların verdiği bir birikim ve bedelle gerektiğinde kalemleriyle nasıl direnebileceklerinin çabasını gösteriyorlar!.

Bu militan dediklerin mikrofon başında değil, bizzat halkın içindeler ve bu Halk HDP Genel Kongresinde Selahattin Demirtaş'ın Eş Genel Başkan olmasını istiyor!.

Bizler bunu dile getirdik!.İnanmıyorsanız alana çıkın bir anket yapın!.Eğer yüzde doksan dokuzun altına düşerse, söz veriyorum bu sayfada deklere ederek herkesten özür dileyip, köşeme çekileceğim ve bir daha da yazmayacağım!.

Peki Halk istiyor da, kimler istemiyor?

Recep Tayip Erdoğan istemiyor!.

Bahçeli istemiyor!.

Bunlar zaten tutuklansın diye ittifak kurup, sürecin bugüne evrilmesinin planını yaptılar!.

Demirtaş'ın bu plana kurban edilmesinin altından kusura bakmayın kimse ama, hiç kimse kalkamaz!.

Yürütülen yanlış algılardan kaynaklı bazen yıllarını veren arkadaşları ulu orta patlama derecesine getiriyorsunuz!.Hasip Kaplanın doğru bulmadığım çıkışı, tam da bu söylediklerimle örtüşüyor!.Siyasi partilerin temel dayanağı halklardır ve bunun Türkiye'deki en doğru tanımı HDP'dir!.Neredeyse tüm birikimli ve etkin kadroları tutukludur!.

Geride kalanların bunu okumaya dirayetleri yoksa, en azından nerede nasıl susulması gerektiğini öğrenecekler!.

İnsanları " klavye militancılığı" ile suçladığınız da, kendinizde ağız dolusu gülücüklü selfilerden uzak duracaksınız!.

Çünkü siyaset iki yüzlülüğü kaldırmıyor!.

****************

Demokrasi rafa mı kaldırıldı ki?

 

 Seçilmiş Belediye Başkanları, Milletvekilleri görevden alınıp tutuklanıyor!.

HDP'li Vekiller ağır hapis cezaları alıyor!.

Bunun kısaca özeti parlamenter demokrasiyi rafa kaldırmaktır!.

Tüm bunlar yaşanırken, seçim hesaplarına odaklanma algısı da neyin nesi?

Vaziyet belli ve net!. İktidar buradan açık bir mesaj veriyor ama anlayan kim?.

"Ya hepiniz AKP'li olursunuz, ya da bedelini ödersiniz" diyerek ikili bir seçenek sunuyor!.

Koltuğuna aldığı MHP ile ülkeyi bir felaketin en uç sınırına taşımakla kalmıyorlar, adeta görünen bir intihara sürüklüyorlar!..

Diyanet, ortaya vahim bir fetva ile çıkıyor, tepkiler gelince savunuculuğunu Bekir Bakan yapıyor!.

Soylu " kırın, dökün" diyor, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü çıkıp " bu karanlığın ifadesidir " diyerek adeta cinayet savunuculuğuna destek çıkıyor!.

Oysa uygar ülkelerde olsa bu bakanı derhal görevden alırlar!.

Bir bataklıktır çırpınıp duruyoruz!.Sonumuzun nereye varacağı endişesi toplumun beynini kemiriyor adeta!.

Hiç bir hükmü kalmayan muhalefetin bostan korkuluğu modunda sadece manzara olsun diye tarlada sessizce durması artık kuşları bile ürkütmüyor!.

Kalmamışsa bir gerekliliğiniz gidip evinizde oturmaktan iyisi yoktur!.

Bu bile samimiyetinizi ortaya koyar!.

Ama yok!.

Bireysel egolarınız buna el vermez!.

Çünkü daha beterinin yolunu gözlüyorsunuz!.

Top