Yine gündemde idam var...

Nerdeyse her gün bir başka kadın cinayetiyle yüzleşiyoruz.

Bu tam bir cinnet halidir.

“Bu insanlıktan çıkmaktır” diyeceğim ama bu da kesinlikle hayvanlara haksızlık olacaktır.

Çünkü bildiğimiz kadarıyla hiçbir hayvan türü bile kendi hemcinsine, hem de eşine bunu yapmıyor..!

Bu cinayetleri işleyenler şayet idam edilecek olsalar, bunu asla adalete mugayir bulmam.

       Ancak idam cezasının dünyada nasıl uygulandığını da bildiğimiz için, her ne olursa olsun, idam cezasının geri getirilmesinin de tam bir felaket olacağını düşünenlerdenim.

Kaldı ki bu tür suçlarla mücadelede müeyyideden ziyade, suçu üreten dip nedenlere yoğunlaşmak şüphesiz daha doğru olacaktır.

******************

…Bayram kutlamaktan ölen mi var?

Bugün 30 Ağustos...

Yani kaybettiğimiz 1.800.000 km2’lik topraktan, 783.562 km2’lik kısmını elimizde tutmayı başardığımızı düşündüğümüz bayram günü...

Kaybedilen toprakların hangi yanlışlar sonucu kaybedildiğini bilmiyoruz, elimizde tuttuğumuzu düşündüğümüz topraklarda ise gerçekten ne kadar özgür olduğunuzu da bilmiyoruz; geriye coşkuyla bayram kutlaması kalıyor.

Üstelik kaybettiren düşünme biçimi ise aynen devam ettiği halde...

Bayram kutlamak mı? Kutlayalım tabi; bayram kutlamaktan ölen mi var?

*****************

Garip bir toplumuz

        Gerçekten Garip bir toplumuz; kuralların aynı zamanda ahlakın da en güçlü normları olduğunu düşünmek bile istemiyoruz.

Bilakis kurallara uymayı sıradanlık, çiğnemeyi ise ayrıcalık gibi algılıyoruz.

Bu her yerde böyle...

       Örneğin; uçağın kemer ikaz ışıkları henüz yandığı halde şakır şakır çözülen kemer seslerini duyarsınız.

         Uçak henüz durmadığı halde başkasını ite kalka telaşla ön kapıya yığılanları görürsünüz...

          İnsanlarımız, kuralın medeniyet olduğunu, düzen olduğunu, takva olduğunu bir türlü kavrayamıyor.

       Yasak meyveden yediği için cennetten kovulan biz Âdem’in çocukları şunu bilmeliyiz: yasak çiğneyenler cennette duramaz, bulundukları mekânı cennet yapamaz ve asla cennete giremezler.

Cennet, Dingo’nun ahırı değil, medeni insanların mekanıdır..!

******************

…………yine gerdekten başkası çıkmak üzere..!

      Hukukun, demokrasinin, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin olmadığı bir yönetimde, doğal olarak kimin damat, kimin gerdekte olduğu da her zaman bilinmez.

      Nitekim yıllarca devleti oy verdiğiniz hükümetin yönettiğini zannederken, yıllar sonra gerdekten bir başka cemaat çıkabilmişti.

      “Paraleli boğduk, 15 Temmuz’da darbeyi yendik” derken, şimdi ise hiç kaile bile almadığınız Doğu Perin çek açık açık şunları söyleyebiliyor:

“Yargı Atatürk'ün yargısı oldu, Amerikan gladyosunu temizliyor...”

Veya

“TSK'yı artık Atatürk'ün askerleri yönetiyor...”

        Atatürk sağ olup bizzat kendisi yargıyı ve orduyu yönetmediğine göre, Atatürk’ten kastın Doğu Perinçek’in kendi zihniyeti olduğunu söylememe gerek var mı?

Ak Partili dostlara söylüyorum: Sonra demedin demeyin, yine gerdekten başkası çıkmak üzere..!