Gündem Uyanış
Neden Tarım da dışa bağımlı kaldık..?
04-04-2019 18:25 438

Neden Tarım da dışa bağımlı kaldık..?

 

 

Bugün sevgili eşim ve değerli aile dostlarımızla birlikte Harran da dâhil olmak üzere Urfa’yı ve Urfa’nın bazı ilçelerini ziyaret ettik.

Önce görüştüğüm kişilerden seçim hakkında yapılan değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak isterim:

- Sandık başkanı da olsanız buralarda kuralları tam olarak uygulayamıyorsunuz. Vatandaş değişik şekillerde görevlileri tehdit edebiliyor. Güvenliğin sağlanması için güvenlik görevlilerini arıyoruz ama kimseye ulaşamıyoruz.

- Peki, her sandıkta parti görevlileri yok mu?

- Var tabi... ama hiç kimse sesini çıkaramıyor; sonuçta biz de memuruz diyorlar. Tek başına biri direnmek istese de cesaret edemiyor; sonunda yiyeceği dayağın kendisine kar kalacağını düşünüyor.

- O zaman görev almasaydınız?

- Zaten almak istemedik ama kimse görev almayınca, madem memursunuz o halde bu görevi de yapmaya mecbursunuz dediler.

 

Bir diğeri:

- Bizim sandıkta full Ak Parti çıktı.

- Nasıl olur, o sandıklarda diğer partilerin kendi görevlileri de mi yoktu; bari bir oy çıkmaz mı?

- Onlar da açığa çıkmasınlar diye korkudan oy vermemişler.

 

Bir diğeri:

- Kaymakamlar köy köy, mahalle mahalle herkesi uyardılar. Kimini tehdit, kimini de ricayla yola getirdiler. “Ne olur, bizi zor durumda bırakmayın” dediler, başka hatırlı kişiler devreye koydular...

-Peki, sonuç?

- Bizim köyümüz hepsi akraba, 80 hanelik bir köyüz, çoğu sandık başına gitmedi. Giden köylerde ise full Ak Parti...

 

Elçiye zeval var mı? Yok... Ben duyup dinlediklerimi bilirim...

 

Harran’a gelince; insanlığın bilinen en kadim medeniyeti ayaklarımızın altında çürümüş durumda.

Bilinen en eski üniversiteden eser yok, şehri kuşatan surlardan yalnızca bazı yerlerde temeller var, rasathane kulesi tamamen yıkılmak üzere, Harran’ın kendine özgü kümbet evlerinden bir şekilde ayakta olan bir kaç tanesi ise üç beş kişinin ticari kaygılarına emanet...

 

Ucu bucağı olmayan bir ovaya ve ortasından akan koca Fırat’a rağmen tarımda dışa bağımlı olmanın bir sebebi olmalı değil mi?

**************

“ Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri de PKK’nın varlığıdır.”

 

Murat Karayılan, “PKK, Türkiye’yi parçalamak değil, demokratikleştirmek istiyor” demiş. (NerinaAzad)

Yani bunca yıldır, diğerleri de bir tarafa, yüz binlerce Kürt, “Türkiye demokratikleşsin” diye ölmüş/öldürülmüş, milyonlarcası yerinden yurdundan edilmiş, Kürt coğrafyası insansızlaştırılmış, Kürt demografisi tarumar edilmiş... öyle mi?

Hâlbuki Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri de PKK’nın varlığıdır. Aynı şekilde Kürt siyasi aklının bloke edilmesinin de...

Bunlar şayet Kürtlere bir iyilik yapmak veya Türkiye’nin demokratikleşmesini kolaylaştırmak istiyorlarsa, herkese yapacakları en büyük iyilik bir an önce silah bırakmalarıdır.

Aklı başında herkes şunu bilir ki, bunlar yıllardır ürettikleri şiddet ile Kürtlerin hak ve özgürlüklerini bloke etme konusunda yalnızca statükonun elini güçlendirdiler.

Gölge etmesinler, başka ihsanına gerek yok..!

****************

Bu nasıl bir ”akıl”?,

 

Bu DP’nin kurmay “aklı” her kimse, kendilerini niçin böyle bir cendereye hapsederler; bu nasıl bir ”akıl”, nasıl bir ferasetsizliktir anlamak mümkün değil!

Düşünün, aday göstermemek suretiyle dolaylı destek verdikleri başka partilerin adayları bile, kamuoyu nezdinde HDP ile aralarına mesafe koyma ihtiyacı duyuyorlar..!

Bir siyasi hareket, niçin kendisini geniş kamuoyu nezdinde böylesine “lanetli” bir hale sokar, anlamak mümkün değil?

Şu diyaloğa bakar mısınız:?

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli:

“Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir.”

Şimdi bir de Mansur Yavaş’ın buna cevabına bakın:

“(..)Terör örgütleri ile aralarına mesafe koyamayanlar bizden uzak olsun.”

Way lımıney, mala mıney..!

***************

Fena değişmişler

Bir akrabam var, Ak Parti konusunda kendisiyle çok tartışmıştım. 
Kendisi, “Ak Parti, bir eşek de aday gösterse yine de oy vereceğim” diyordu. 
Anlaşılacağı üzere Referandumda da hızlı bir “evet” çiydi... 
Ancak dün gördüğüm kadarıyla fena halde değişmişti. Artık Ak Partiye asla oy vermeyeceğini söylüyordu... 
Kendisine, “bari bulunduğu ilçede tanıdığı arkadaşa oy vermesini” söylediysem de nafile; o yine çok kararlı görünüyordu...

 

Top