Gündem Uyanış
Akıl ve din ilişkisini nasıl kurmak gerekir?
22-10-2018 16:45 521

Akıl ve din ilişkisini nasıl kurmak gerekir?

 

 

Bunun önemli bir sorun olduğunu düşünüyorum.

Din, kendisine iman edildikten sonra hükümleri hiçbir şekilde sorgulanmadan tabi olunması gereken bir postülat mıdır? Yoksa iman etmekle beraber, uygulamada sürekli aklın kritiğine tabi tutulması gereken bir veri midir?

Kendi adıma, birinci şıkkın yanlışlığını tartışmaya gerek bile duymuyorum.

Zira yanlış bir dine veya din anlayışına sahip olmanın, dinsiz olmaktan daha tehlikeli olduğuna her vesileyle şahit olmaktayız.

Yanlış bir din, mensuplarını doğru yola iletme rüştüne sahip olmadığı gibi, onları doğru yola iletme ihtimaline sahip olan akıldan da mahrum bırakır ve çürümeye terk eder...

Malum olduğu üzere din ve iman, bir inanış ve kabulleniştir. Doğru veya yanlış, bir kere onu kabullendikten sonra, kişiyi “gerçek” ile yüzleştirmek adeta imkansızlaşır. Zira böylesi bir yüzleşme, artık kişinin “iman” dairesinin dışına çıkmasıyla eş anlamlı hale gelir.

Gündelik tartışmalarımızda anlaşamadığımız bir çok sorunun dip nedeninin de bu referans noktası olduğu kanaatindeyim.

******************

Farkında mısınız; artık zulmünüz arşı alaya yükseldi; yeter artık..!

 

Başta İstanbul, Ankara ve Bursa olmak üzere bir çok ilin ve ilçenin seçilmiş belediye başkanlarını, hala bilmediğimiz nedenlerle görevden aldınız.

Yetmedi, bir sürü işletmeye, yani özel mülkiyete el koyup kayyum atadınız.

Şaka gibi ama, müftüleri genel evlere kayyum yaptınız.

Yine yetmedi, bundan sonrası için de “seçecekleriniz terör ile irtibatlı olurlarsa onları da hemen görevden alırız” diye seçmeni tehdit ettiniz.

Bütün bunlar da yetmemiş olacak ki artık işi muhtarlara kadar indirdiniz. Bugün 300’e yakın muhtarı, sözde terör ile irtibatlı bulup görevlerinden aldınız.

Anlaşılan o ki, ne hukuk, ne “milli irade” ve ne de başkaca hiçbir değer tanımıyorsunuz!

Farkında mısınız; artık zulmünüz arşı alaya yükseldi; yeter artık..!

***************

Sokrates:

 

        Beyler dikkat edin: Ölümden sakınmak o kadar zor değildir, zor olan kötülükten sakınmaktır, çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.

       Yaşlı ve ağır olan ben, ağır hareket eden ölüme yenildim, hızlı ve kötü olan suçlayıcılarım ise daha hızlı olan Kötülüye yenildiler. Şimdi ben, sizler tarafından ölüme mahkûm edilerek buradan ayrılırken, onlar doğruluk tarafından fesatlık ve haksızlığa mahkûm edilerek ayrılıyorlar. Ben kendi cezama, onlar da kendi cezalarına katlanacaklar. Belki de öyle olması gerekiyordu, bu yüzden iyi ki öyle olmuş diyorum.

Top