Gündem Uyanış
Her türlü yanlış olanla mücadele edelim
13-04-2018 17:42 576

Her türlü yanlış olanla mücadele edelim

 

 

Henüz Fetullah’ın herkesçe kutsandığı zamanlardı.

Fetullah’ın vaaz kasetini dinleyen gruptan ağbi pozisyonunda olanına; siz bu kasetleri, söylenenlerin ne kadarı doğru ne kadarı yanlış şeklinde analiz yaparak mı, yoksa hepsini peşinen doğru kabul ederek mi dinliyorsunuz, diye sormuştum. Adam bana, biz hepsini doğru kabul ederek dinliyoruz, demişti.

Bunun üzerene adamla aramızda şu diyalog geçmişti:

- Sence bütün insanlar beşer mi?

- Evet

- Peki, beşer olan herkes şaşar mı?

- Tabi ki

- Peki, Fetullah hoca da beşer mi?

- Evet, beşer

- Peki, sence Fetullah hoca hiç şaşmaz mı?

- Hayır, asla şaşmaz…

Yanımdaki arkadaşıma dönerek; bak, ben bu diyaloktan başka yerde de söz edersem, sen buna şahitsin, demiştim.

Bunu niye mi anlattım?

      Bakın, bu sefer de Ak Partili arkadaş anlatıyor: bu odaların hepsi lüzumsuz, başta TSO olmak üzere bütün odalarda zorunlu üyeliği kaldırmak lazım… Bunların hepsi Tayyip beyin sırtında yük, parti teşkilatlarını da kaldırmak lazım… Tayyip Bey tek başına bütün işlere yetiyor zaten… Bu asalaklar yalnızca Tayyip beyin sırtından geçiniyorlar…

     Bu arkadaşlar tabi ki Tayyip beyi, Fetullahçılar da olduğu gibi hata yapmaz kabul etmiyorlar ama öylesine bir misyon yüklüyorlar ki, hata yapabileceği kabul edilse bile sonuç itibariyle ne yapılan hatalardan sorumlu tutmak mümkün olabiliyor ve ne de o hataları telafi etmek…

Varsa yoksa Tayyip Bey…

     Tayyip beyin, tek başına bütün devleti yönetmesinde herhangi bir sakınca görülmüyor..!

Bir ara bazı arkadaşlarla, belediye seçimlerinin kaldırılıp bunun yerine belediye başkanlarının da valilerde olduğu gibi atamayla belirleneceğine dair spekülatif bir haber paylaşmıştım. Bu habere herkesin, “bu kadarı da olmaz!” şeklinde tepki vermesini beklersiniz değil mi? Ama ne gezer; bilakis herkes, “aslında bu daha iyi olur” demişti..!

Evet, bence de mücadele edelim ama Fetullah’la mı, yoksa “Fetullahcılıkla” mı?!

*******************

Esası adalet

 

Vahye dayanan bütün dinlerin hedefi; tevhit, adalet, iyi ve doğru (gerçek) olan her şeydir. 
Dolayısıyla din, mutlak iyinin bizzat kendisidir. Adil, doğru ve iyi olan ne varsa, kimden saldırı olursa olsun, onun kendisi bizzat dindir. 
Bunun dışında din adına yapılan veya söylenen her ne varsa, o ancak bizim dinden anladığımız şeydir.

****************

Sen ve hakların

 

Yeni moda, dine / İslam a çatmak. Güya dindarlar çok zalimlermiş de...

İyi de kuzum, bu toprakların sekülerleri çok mu adil?

12 Eylül’ü, 28 Şubatı dindarlar mı yaptı?

Deniz Gezmiş’i, Şeyh Said’i, Seyyid Rıza’yı, Atıf Hoca’yı dindarlar mı astı?

Artistliğin lüzumu yok; sen ne gerçeğin ne de adaletin peşindesin; sen, aykırılığı tatmin yolu edinen birisin, hepsi o kadar!

Sen adil olsaydın, dindarın günahını dine yüklemezdin.

Yalnızca gerçeğin peşinde olsaydın, bunca yaratılana rağmen yaratanı yok saymazdın...

Sen, yalnızca aykırılığınla tatmin olmaya çalışan bir tipsin!

Yine yanlış anlama; tabi ki sen de herkes gibi sonuna kadar kendini ifade etme hakkına da sahipsin.

Top