Gündem Uyanış
Sizce başka soruya gerek var mı?
18-07-2018 14:54 553

Sizce başka soruya gerek var mı?

 

 

 

Dün bir arkadaşla aramızda şöyle bir konuşma geçti;

Sordum:

- Sen Ak Partiye oy verdin mi?

- Evet...

- Daha önceden sosyal medyadan da herkesi Ak Partiye oy vermeye çağırdın mı?

- Çağırdım..

- Peki, sen bile şu anki Türkiye’de tutuklanma endişesi taşıyor musun?

- Evet, beni de tutuklayabilirler..

- Peki, suçlu olduğunu düşünüyor musun?

- Hayır... ne herhangi bir suçumun olduğunu düşünüyorum ve ne de herhangi bir yapıyla bağlantım var..

- Şayet tutuklanacak olursan mevcut mahkemelerde adil yargılanacağına inanıyor musun?

- Hayır, inanmıyorum...

Orada bulunan diğer arkadaşlara döndüm; başka sorum yok, dedim.

Sizce gerek var mı başka soruya?

******************

 

 

 

Çok yazık

 

İki ayrı cinayet:

İkisi de baba ile oğul...

Biri Suruç’ta, diğeri Lice’de.

Toplamda iki baba, üç oğul.

Suç aynı, acı aynı...

Katiller ve kınayanlar ise farklı.

Nitekim taraflar farklı..!

Niçin?

Çünkü siyasi kültür aynı...

Bu topraklarda katil ile maktul arasındaki yegane fark, birinin diğerinden daha güçlü olması..!

Çok yazık...

****************

Hayırlı olsun

 

"Bugün AKP kadrolarında, yandaş basında “MGK’yı neden kaldırmıyoruz, Genelkurmay Başkanı’nı neden Milli Savunma Bakanı’na bağlamadık, senelerce karşı çıktığımız vatandaşlık tanımını neden değiştirmiyoruz?” diyen, diyebilecek bir Allah’ın kulu var mı, kaldı mı acaba?

 

Allah’ın kulu olma tercihi galiba AKP’liler için ihale kanununun kulu olmaya doğru evrilmiş durumda.

 

Tüm mesele, çok net anlaşılıyor, rekabete kapalı ihale rejiminin finanse ettiği başkanlık sistemi imiş ve bu uğurda herkes kullanılmış.

 

Hayırlı olsun."    Eser Karakaş

*****************

İnsan haklarının hedefleri

 

İnsan haklarının hedefi, bireyi devletin saldırılarına karşı korumaktır.

Onun için insan haklarının yalnızca devlete karşı ileri sürülebilir haklar olduğu söylenir.

Hâlbuki bizim gibi toplumlar ise bırakınız insan haklarını, henüz devleti sınırlandırma ihtiyacının farkında bile değiller.

Nitekim bir takım iktidar mücadelelerini saymazsak, tarihsel olarak hiçbir zaman devlet ile yüzleşerek hak ve özgürlük talebinde de bulunmadık. Buna karşın tebaa olmayı ve itaat etmeyi ise her zaman ibadet bildik...

Az da olsa var olan haklarımız ise emek vererek kazandıklarımız değil, yukarıdan bize bahşedilen haklar oldu. Onun için var olan “haklarımızı” da her zaman feda etmeye razı olduk. Nitekim birçoğumuz, henüz demokrasi ile diktatörlük arasındaki farkı bile bilemeyecek durumdayız...

Özetlersek; maalesef biz arkaik bir toplumuz ve hala tarihe dahil olmaya da niyetli değiliz..!

**************

“ Başkanım diyeceksiniz “

"Türkiye’nin önde gelen idare hukukçularından Prof. Dr. Metin Günday yeni rejimin “uyum” adına denge ve denetim mekanizmalarını ortadan kaldırdığını, cumhurbaşkanının hem partili hem de sınırsız yetkilerle donatılmasının Saddam usulü bir başkanlık sistemi olduğunu söylüyor. Günday’a göre hükümetin olmadığı, cumhurbaşkanının da partili olduğu bir sisteme “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denemeyeceğine göre Erdoğan’ın “başkanım diyeceksiniz” hatırlatması doğru."

GazeteDuvar

****************

Kasaba ve şehirlerde İskanlar

1934 yılında çıkarılan İskân Kanunu’nun (...) amacı, Ana dili Türkçe olmayan nüfus terakümlerinin (yığılmalarının) menine ve mevcutlarının dağıtılması şekillerine ve bu suretle hars vahdetinin (kültür birliğinin) korunmasına ait tedbirlerin hükümetçe alınması idi.

Zamanın içişleri Bakanı Şükrü Kaya kanunun amacını, “tek dille konuşan, bir düşünen, aynı hissi taşıyan bir memleket” yaratmak olarak belirti.

Kanun “Türk ırkından olmayanların serpiştirme suretiyle köylere ve ayrı mahalle veya küme teşkil edemeyecek şekilde kasaba ve şehirlere iskânları mecburiyeti” getiriyordu.

 

Mustafa Erdoğan

İnsan Hakları Teorisi ve Hukuku s. 141.

Top