20-04-2018 19:06
581
Ben oyumu demokrasiye, insan haklarına ve hukuk devletine vereceğim
Ben oyumu demokrasiye, insan haklarına ve hukuk devletine vereceğim deyince, birçok kişi, hani nerde o parti? Diye sormaya başladı.
Maalesef böyle bir partinin olmadığını ben de biliyorum. Ancak asıl mesele bu değerleri talep edebilmektir. Eğer siz de bu değerlere talipseniz, geriye, mevcut partiler arasında bu değerlere hizmet edecek şekilde bir siyasi dengeyi oluşturmak kalacaktır. Yeter ki bizler, bu kaygı ve ustalıkla oy kullanmasını bilelim...
Bizim asıl sorunumuz, ticari davranışlarımızdaki kadar bir rasyonelliği, siyasi davranışlarımızda gözetmiyor olmamızdır.
Ticari ilişkilerimizde en ufak bir yanlışı bile affetmeyecek kadar rasyonel olan bizler, iş siyasete gelince son derece duygusallaşmaya başlıyoruz. Yukarıda saydığımız değerleri vesaireyi hepsini unutup; aşk, nefret veya tarafgirlik gibi duygular üzerinden hareket ediyoruz.
*****************
Orijinal olan dillerde her kelimenin “anası” ve “babası” da bellidir.
Hemen hemen hiçbir kelime tesadüfî oluşmamıştır.
Mesela Kürtçeden iki kelimeyi ele alalım;
Dıri ve hes (hest)...
Dıri: yırtık
Hes (hest): bildiğimiz “his”.
Dıri, yırtmak olduğu gibi aynı zamanda da diken demektir.
Dıri’nin yanına Kürtçe çoğul eki (lar) olan “an” ekini getirdiğimizde, “dıran” olur. Yani “yırtanlar” anlamına gelen “diş”.
Gelelim dıri’nin diğer anlamı olan dikene.
Niye diken?
Çünkü diken yırtıcı da ondan...
Şimdi bir de “hest” ile “dıri”yi birleştirerek bakalım: Hestdıri (hesttıri).
Hesttıri: yani; bildiğimiz diken kadar yırtma gücü olmayan ancak vücuda battığını (his)settirecek düzeyde hafif olan kenger veya keven dikeni gibi zayıf diken (dıri)...
Peki, hest nasıl hes (his) olmuş?
Bilindiği üzere Kürtçe kelimeler, genellikle çift sessizle biterler; hest’te olduğu gibi.
Bunlara: genç, rınd, bılınd, qenc, qunc, mırt gibi birçok örnek gösterilebilir. Ancak bu kelimelerin çift sessizle telafuzu her zaman kolay olmadığı için çoğu kere zamanla son sessiz düşer. Tabiki bazen de orijinalliğini korur.
Nitekim bı+hes =bihest’te (işitme) olduğu gibi.
****************
İktidar, bağımlılık yapar ve bağımlılık ister.
Bunun için de, din ve medya da dâhil, emrindeki her aracı toplum üzerinde bir uyuşturucu gibi kullanır!
Hâlbuki İslam ise insanı her türlü bağımlılıktan kurtarmaya çalışır.
Dünyalık olan her şeyden; iktidardan, servetten, şöhretten...
Onun için; “Yalnızca Rabbine rağbet et” (94/8) der.
Zira bağımlılık kötü bir şeydir. Kişiyi, bağımlı olduğu şeyi elde tutmak için her şeyini vermeye razı eder!..
Evet...
Onsuz olamayacağımızı düşündüğümüz her şey bir tür bağımlılıktır.
Buna iktidar da dâhildir...
Eğer biz iktidarı elde etmek veya elde tutmak için her şeye razıysak, vay bize!..
***************
Eli açık’a verilen ceza
İhsan Eliaçık’la ilgili mahkeme kararını vermiş: 6 yıl 3 ay hapis, yurtdışına ve İstanbul dışına çıkış yasağı ve haftada iki gün karakola gidip imza verme zorunluluğu.
Hiçbir indirim yok, erteleme yok...
Gerekçe; terör propagandası yapmak...
Terörü onaylamayan biri niye terör propagandası yapsın, anlamak zor! Keşke daha açık bir şekilde, hükümeti eleştirme deselerdi!..
Dolayısıyla bu kararın açık bir ifade özgürlüğü ihlali olduğu ortada.
Üst mahkeme ne diyecek, göreceğiz...
***************
Denilir ki;
- Biri başkasının parasıyla başkasına bir şey alacak olursa, ne fiyatına ne de kalitesine bakarmış,
- Biri başkasının parasıyla kendisine bir şey alacak olursa, yalnızca kalitesine bakarmış,
- Biri kendisinin parasıyla başkasına bir şey alacak olursa, yalnızca fiyatına bakarmış,
- Yine biri kendisinin parasıyla kendisine bir şey alacak olursa hem fiyatına hem de kalitesine bakarmış.
Bunu şunun içen söyledim;
Anayasa referandumu öncesinde etrafımdaki bazı evetçi arkadaşlara, siz beş yıllığına kendi şirketinizi bir tek kişinin kararlarına teslim eder misiniz, diye sorduğumda, kesinlikle hayır diyorlardı. Peki koca devleti tek kişinin insafına nasıl terk edebiliyorsunuz, dediğimde ise aynı arkadaşlardan anlaşılmaz cevaplar alıyordum...
Tıpkı başkasının parasıyla başkasına mal alan adam gibi!..
****************
Bölerek çoğaltmak
Malatya’ya, Turgut Özal isimli ikinci üniversite yapılacakmış.
Öncelikle, Allah hayırlı etsin diyelim ancak haberler doğruysa bu iş, mevcut olan İnönü Üniversitesi ikiye bölünerek yapılacakmış!
Bu işlere pek aklım ermez ama madem mevcudu bölerek çoğaltmak iyi birşey o halde diyorum, acaba iki yerine dörde, beşe bölsek daha iyi olmaz mı?
Hüseyin Sarıgül DİĞER MAKALELERİ
-
06 Ekim 2020 - “Bilim” adamı olmak…!
-
25 Eylül 2020 - Yeni Gözaltı ve Operasyonlar Kürt Sorununu Daha da çözülmez kılıyor
-
24 Ağustos 2020 - Devlet
-
16 Ağustos 2020 - Ezilenden yana “ taraf “ olmak
-
03 Ağustos 2020 - İslam yani biz Müslümanlar
-
27 Temmuz 2020 - Ali Erbaş ve Kemalistler
-
23 Temmuz 2020 - AKP Neden kaybetti?
-
01 Temmuz 2020 - Baro yürüyüşleri bir hak-hukuk mücadelesi mi, yoksa bir iktidar kavgası mı?
-
24 Haziran 2020 - Anayasal haklarımız
-
16 Haziran 2020 - DİL VE ASİMİLASYON
-
12 Haziran 2020 - Körleşme……….
-
31 Mayıs 2020 - İslam ekonomisi diye bir şey var mıdır?
-
24 Mayıs 2020 - Akit gazetesi
-
17 Mayıs 2020 - Üç Yol...
-
16 Mart 2020 - Babacan ve arkadaşları partilerini (DEVA) kurdular.
-
29 Şubat 2020 - Bakıyorum Kemalistler iyice havaya girmişler...
-
17 Şubat 2020 - BARIŞTA YAŞAMAK
-
01 Şubat 2020 - Ak Parti, nasıl oluyor da 18 yıldır tek başına hala iktidarda?
-
13 Ocak 2020 - “İran la uğraşanlar Allah’tan buluyor, bulacakta...!”
-
05 Ocak 2020 - Önce demokrasi ve insan hakları
-
04 Ocak 2020 - İşte demokrasi böyle bir şey:
-
14 Aralık 2019 - Sahi Demirtaş niye içeride?
-
02 Aralık 2019 - ? Bir kişi aynı anda iki efendiye hizmet edemez..!?
-
26 Kasım 2019 - Kadına şiddet
-
25 Ekim 2019 - Allah sonumuzu hayır ede?.
-
14 Ekim 2019 - ADALET
-
25 Eylül 2019 - Hak hukuk adalet herkese lazım
-
16 Eylül 2019 - 18 yıldır aynı tarz...
-
02 Eylül 2019 - Yine gündemde idam var...
-
28 Ağustos 2019 - Herkesin kendi dilinde yazması, çizmesi ve okuması doğal haktır.
-
14 Ağustos 2019 - ? Efendinin köleleri ? Olmaktan kurtulamadık
-
04 Ağustos 2019 - AYM ÜYELERİNİ TEBRİK EDİYORUM
-
16 Temmuz 2019 - Yıl 1986.
-
22 Haziran 2019 - Devlet Bahçeli:
-
27 Mayıs 2019 - ?ÖZGÜRLEŞME?!!!
-
21 Mayıs 2019 - ? Demokrasi ile diktatörlük arasındaki farkı gösteren somut bir hikaye. ?
-
15 Nisan 2019 - Say, olmadı yine say...
-
04 Nisan 2019 - Neden Tarım da dışa bağımlı kaldık..?
-
14 Mart 2019 - Hukuk ile değil de, duygusallık ve tarafgirlik ile meselelere baktığımız sürece asla iflah olmayız.
-
04 Mart 2019 - Ortada ne hukuk bıraktınız ne de namus..!
-
04 Şubat 2019 - Riyakarlık ve zulüm
-
29 Ocak 2019 - Anlamak mümkün değil
-
25 Ocak 2019 - BARİ ŞİMDİ HEP BERABER DUA EDELİM Kİ?. ALLAH BİZLERİ BİR AN ÖNCE İKTİDARDAN UZAK TUTSUN..!
-
10 Ocak 2019 - ?...müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün...?
-
26 Aralık 2018 - FARKINDA MIYIZ?
-
03 Aralık 2018 - Kadının beyanı esasmış...
-
25 Kasım 2018 - ?Hukuk ve demokrasi yoksa adalet de olamaz.?
-
10 Kasım 2018 - Bize hak ve hukuk lazım
-
30 Ekim 2018 - Ahlakın asgari ilkeleri
-
24 Ekim 2018 - Bir diktatörlükte yaşıyorsanız; Doğuştan aktör olmayı da bilmek zorundasınız..!
-
22 Ekim 2018 - Akıl ve din ilişkisini nasıl kurmak gerekir?
-
15 Ekim 2018 - Yargıçlarımız?
-
01 Ekim 2018 - Ölmüşüz ağla yanımız yok
-
01 Eylül 2018 - Sizinki ciğer de bunlarınki taş mı? Sizinki evlat da bunlarınki enik mi?
-
28 Ağustos 2018 - Söylenecek söz belli de ?.
-
27 Ağustos 2018 - İddia şu; papaz Brunson, güya FETÖ ve PKK adına casusluk yapmış.
-
14 Ağustos 2018 - AHLAK VE KURAL
-
03 Ağustos 2018 - Kime ne diyelim?
-
26 Temmuz 2018 - Sahi tencere, tencereye ne demişti?!
-
18 Temmuz 2018 - Sizce başka soruya gerek var mı?
-
20 Haziran 2018 - ?Biz hiçbir zaman demokrasiyi tasvip etmedik.?
-
10 Haziran 2018 - Başbakan ? Benim de geçmişim Kürt.?
-
31 Mayıs 2018 - Peki, nerede kaldı; Adalet,?
-
25 Mayıs 2018 - Kim ne yapsın böyle başkanlığı?
-
11 Mayıs 2018 - Yalan söylemeyeceğiz
-
04 Mayıs 2018 - Hadi İbrahim Kalın?ı geçtik, peki, ya Genel Kurmay Başkanı?
-
13 Nisan 2018 - Her türlü yanlış olanla mücadele edelim
-
06 Nisan 2018 - İşte bazı toplumsal özelliklerimiz:
-
30 Mart 2018 - Belli ki sorunumuz ahlaki ve çok derin
-
16 Mart 2018 - Afrini konuşamıyoruz bile...
-
09 Mart 2018 - ERKEKLERDE İNSAN SAYILSIN
-
02 Mart 2018 - Körlük ve akıl tutulması
-
16 Şubat 2018 - İstisnalar ve ahi ret
-
01 Şubat 2018 - ?Dünya Adalet Projesi?? 2018 yılı HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ RAPORU?NU açıkladı.
-
26 Ocak 2018 - Doğru olmak
-
19 Ocak 2018 - Hepsi yalan mı idi?
-
12 Ocak 2018 - ?Bir Türk bizim partide genel başkan olmasın? demek doğru değil.
-
05 Ocak 2018 - Din-i Mubin? Yani apaçık olan din.
-
29 Aralık 2017 - Faizde, oranlarında, en yüksek oran İslam ülkelerinde
-
22 Aralık 2017 - 'El-Beşir?e Destek İnsanlığa Mı Müslümanlığa Mı Sığıyor?
-
18 Aralık 2017 - Her şeye rağmen Türkiye oradan bin kat daha iyi!
-
09 Aralık 2017 - ?varlık kaçırmak vatana ihanettir?
-
01 Aralık 2017 - Hukuk olsaydı
-
28 Kasım 2017 - İçimiz hain dolu
-
10 Kasım 2017 - İslam, bireyi eşit, özgür hatta otonom kabul eder
-
22 Ekim 2017 - Kim haksızsa Allah ıslah etsin!..
-
06 Ekim 2017 - HERKES AYAĞINI DENK ALSIN
-
29 Eylül 2017 - CUMHURBAŞKANIM PİŞMANIM
-
22 Eylül 2017 - Hey gidi günler...