Gündem Uyanış
RIZALIK ÜZERİNE
27-02-2020 17:04 338

RIZALIK ÜZERİNE

 

 

      Aleviliğin en ideal hakikat yolundan biri Rızalıktır. Bu yola ikrar verilerek girilir. Yol ise rızalık alınarak yaşanır.

      Rızalık şehri ütopyası 750 yılında imam Cafer Sadık tarafından oluşturulmuştur. Bu ütopya: “cehenneme çevrilmiş şu yeryüzünde cenneti kurmaktır “. Thomas More'nin “Güneş Ülkesi “ütopyasından yüzyıllarca önce oluşmuştur.

        Alevi inanç dünyasında üç türlü Rızalık vardır. Kişinin kendisiyle, kişinin yol ile kişinin toplum ile rızalığıdır. Eğer bir toplumda rızalık sağlanırsa üç rızalık birleşirse “ el ele el Hakka" yani” İnsan-ı Kâmil “ toplumuna ulaşılır.

        Peki, nerededir bu Rızalık Şehri, nasıl bir şehirdir, kimler yaşar bu şehirde? Rıza Şehri: ırksız, mülksüz, zenginsiz ve fakirsizdir. Yârin yanağından gayri her şey ortaktır. Sömürünün, özel mülkiyetin olmadığı, paranın kullanılmadığı, halkın ortak üretip ortak tükettiği şehirdir. Halk meydanında halk pazarı vardır. İhtiyacın kadar üretir, ihtiyacın kadar tüketirsin. Savaşın, kinin, nefretin olmadığı barışın ve kardeşliğin olduğu şehirdir.

        Kralın, sultanın, başkanın, üyelerinin, şeyhin, müftünün olmadığı şehirdir. Her canlının hakkının, sözünün olduğu, kapıların kilitsiz, hırsızlığın, yolsuzluğun olmadığı şehirdir, Rıza Şehri. Bu şehirde kıskançlık, nefret, iftira bulunmaz.

        Herkes eşittir; birdir ve candır. Hacı Bek taş’ın dediği gibi “her ne ararsan kendinde ara" diye başlanan bir yoldur Rızalık. Savaşların, zulümlerin, haksızlıkların, tacizlerin, tecavüzlerin olmadığı şehirdir. Kadın erkek ayrımının olmadığı şehirdir Rıza Şehri. İnsanların eline, diline, beline sahip olduğu şehirdir, Rıza Şehri. Pir Sultan Abdalın “bozuk düzende, sağlam çark olmaz “ telkini ile bozuk Osmanlı düzeni ötesinde arzulanan bir toplumsal düzenin özlemidir Rıza Şehri. Alevilik inanç felsefesi İslam ve diğer semavî dinlerden farklı olarak korku ve emirlerle değil gönüllülük ve akıl esasları üzerine kuruludur.

        Bu anlayışta Rızalıkla açıklanır. Rızalık, halk meydanına durmanın, ibadet etmenin ilk şartıdır. Alevilikte kulun kula razı olması hayati önem taşıyan bir ilkedir. Aksi durumda “HAK “kuldan razı olmaz. Cem erkânı içerisinde Rızalık alıp verme uygulanır. Kişi toplum huzurunda sıkıntısını anlatıp huzur arar. Çözüm ise toplumsal bir çözümdür.

      Haklı ve haksız toplumun vereceği karar ile belirlenir. Haksız olan taraf üzerine ister istemez bir toplumsal baskı oluşur. Kişi üzerinde toplumsal yaptırım devreye girmiş olur. Böylelikle bundan kaçınmak isteyenler hayatlarında daha dikkatli ve özenli olmaya gayret ederler. Bu sayede Alevli toplumu barışçıl bir felsefe ve kültür geliştirmeyi başarmıştır. Yine resmi mahkemeleri çok nadir tercih eder Aleviler.

       Yargı ve sorgulamayı halk meydanında, halk mahkemesi kurarak yapmışlardır. Resmî mahkemelerde olduğu gibi kazanan ve kaybeden bir taraf olmaz. İnsanlar razı edilir. Günümüz mahkemelerinde insanların vicdanlarını yaralayan kararların tamamı Rızalık felsefemize ters düşmektedir.

       Alevî toplumu için hassas bir noktada duran Sivas Katliamı hükümlüsünün cezasının affedilmesi, Alevi toplumunun vicdanını yaralayan, toplumsal rızalığın alınmadığı bir durumdur. Biz razı değilsek HAK da razı değildir.

        Rekabet ve kâr etme üzerine kurulan günümüz toplum yapısında Rızalık gibi bir davranış modeline ihtiyaç vardır. Çok hızlı gelişen toplumsal koşullar karşında insanların buna ayak uydurmakta zorluk çektiği, çoğu zaman değerlerini kaybettiği bir gerçekliktir. Stres, rekabet, tüketim benciliği insanları bireyselliğe itmektedir. Bunlara bağlı olar akta birçok iş ve davranış rızasız yapılmaktadır. “ Rızasız bahçenin gülü derilmez” diyen Rızalık şehrinin insanları gibi bizlerin de kimsenin rızası olmadan herhangi bir davranış içine girmememiz gerekmektedir. Rızalık uygulaması geçmişte kalan ütopik, nostaljik bir anlayış gibi görünebilir. Fakat Rızalık günümüz yaşam biçimine ışık tutacak engin, felsefî bir düşüncedir. Barış ve kardeşlik içinde yaşamak için Aleviliğin geliştirmiş olduğu bu inanç ve felsefe yaklaşımını hayata geçirebilmek işlerin bekli de en güzeli olacaktır.

 Tüm insanlığın birbirinden razı olacağı yarınlarda yaşamak umudu ile aşk..

Hatice Zengin

Top