Gündem Uyanış
ANKARA, ANKARA DEMOKRAT GÖRMEK İSTİYOR SENİ HER CHP’Lİ BAHTI KARA
18-02-2020 15:51 410

ANKARA, ANKARA DEMOKRAT GÖRMEK İSTİYOR SENİ HER CHP’Lİ BAHTI KARA

 

 

(Bu şeytana uyup ta Ankara kongresini komşu ilden izlemeye gelen şaşkın bir CHP’linin izlenimleri.)

 

         Tek adayla yapılan kongre de 645 delege, 496 kullanılan oy, 315 geçerli oy,181 geçersiz oy. Korkudan imza verip, beğenmediği için bir oy alsa bile seçilecek olan il başkanına oy vermeyen, ama beğendiği halde korkudan rakip il başkan adayına imza veremeyen delege.

       Öte yandan seçileceği aylar önce ilan edilen, delegenin yarısının bile oyunu alamadan seçilen bir il başkanı.

       Soğuk bir pazar sabahı erkenden şeytan dürttü. Haydi, kalk yatıp durma, Ankara’da demokrasi şöleni olacak ne duruyorsun diye. Sağduyu ise, genel başkan geleli beri ne zaman parti içi demokrasiyi uygulamış da şimdi uygulayacak, CHP’de parti içi demokrasi mi olur? Aman ha başka derdin mi yok otur oturduğun yerde, uyma şu şeytanın işine diye akıl çeliyor

       Ne yapacağım, şeytana mı kansam, sağduyuma mı çelinsem bilemedim! Derken, uyduk şeytanın aklına düştük Ankara’nın yollarına.

      Salona gelip de adının Nazım Hikmet olduğunu, divan başkanlığında da Hikmet Çetin’i de görünce, işte dedim tam da özlenen sol demokratik sol bir partinin Ankara kongresi de başlıyor. Salonda bir coşku bir coşku var ki görmeye değer. İki adaylı bir yarış olacak diye partililer heyecanlı ancak, delegeler düşünceli.

       Genel başkanın açılış konuşmasını önemseyen de, dinleyen de yok, Herkesin aklı Yalçınkaya’nın imza toplayıp toplayamadığında.

         Akıllı, sanki aday değilmiş gibi ortalıkta da yok, adaylık konuşmasında da yok. Rakibi Yalçınkaya, yeterli imzayı toplamış delegelerle sarmaş dolaş. Salonda öyle bir hava esiyor ki sanki Ankara’da yakılacak kıvılcım tüm ülkede parti içi demokrasi ateşini yakacak. Delegeler huzursuz, izleyiciler umutlu.

        Salonda nereden geldiği belli olmayan alaburus tıraşlı, ceketlerinin yakaları yukarı kalmış, ellerinde deri eldivenler; cenge gider gibi bir ayak sağa, diğer ayak sola kaykıla kaykıla volta atan gepegenç delikanlılar.

Hayretle herkes onları izliyor. Bu gençler de kim ola ki? 

CHP’liden çok lümpen mi desen, mafya özentili mi desen, pek anlaşılmayan tipler.

        CHP’de zaten bu kadar genç olmaz, olsa da böyle olmaz. Durumu çözmeye çalışanlar, ortalarda taktik veren parti büyüğünü görünce, bir yanlış anlaşılma mı var diye birbirine bakışırken bir fısıltı yayılıyor. Falan ilçenin korumaları diye. Tamamdır, kongrenin sonucu şimdiden belirlendi…

        Saat 14.00’de toplam 645 delegenin 545 imzasını alan Akıllı, 69 imza alan Yalçınkaya divana adaylık önergesini veriyorlar. Çok ilginç değil mi? İlçe başkanları aracılığı ile tüm delegelerin imzası alınmış. Rakip adaya hiç imza kalmamış.

 İzmir, İstanbul ve Ankara’da 540 imzayla böyle olmadı mı? Tesadüfünde böylesi ilginç değil mi? Genel merkezin yeni taktiği de bu olsa gerek.

        Divan imzaların yeterli olduğunu söyleyerek seçime geçiliyor derken itirazlar gırla gidiyor. Divanın etrafı gençlerce sarılıyor. Çetin, Akıllı’yı arıyor ama bulana aşk olsun. Yalçınkaya’ya yeniden imza topla diyor. Toplanan imzalara da ben öyle demedim diye itiraz ederken, Çetin mahcup, partili şaşkın.

       Oldu olmadı, söyledin söylemedin derken dört saatlik bir çabadan sonra, Yalçınkaya’ nın imzaları tehditler ve vaatlerle geri çektiriliyor. Saat 18.00 de Çetin, Yalçınkaya’ nın yeterli imza bulamadığını ilan edince ortalık karışıyor.

        Ardından Yalçınkaya’nın sağduyulu ve duygulu konuşması salonu dalgalandırıyor. Delegelerin başı öne eğik, ortalık toz duman. Bağrışmalar, çağrışmalar. Çetin’e tepkiler.

         O ara Çetin ne kadar demokrat olduğunu anlatadursun, Kılıçdaroğlu Çetin’i divan başkanı yaparak bir belediyede başkan yardımcısı olan yeğeninin bedelini ona ödetiyor. Partililerse haksızlıklara tepkili, salonu boşaltıyor.

       Bu kongreler gösteriyor ki, Mart Kurultayında sadece koltuklar korunacak. Ne ideoloji, nede örgütlenme konuşulacak. Peki, sizce ne konuşulacak? Büyük olasılıkla:

 

AKP’de parti içi demokrasi yok, bak bizde parti içi demokrasi çok!

Erdoğan tek adam, bak bizde çok adam!

Ülkede demokrasi yok, bak bizde demokrasi çok!

Yok, da yok, çok da çok…

         Sonucu önceden belirlenmiş, tüzük kuralları işletilmemiş, antidemokratik bir kongre. Seçmen CHP’ye solda diye oy veriyor. CHP ise seçmen sağda diye yol alıyor.

Eskiden CHP’de örgütün belediyeleri olurdu, Şimdi YCHP’ de belediyelerin örgütü var.

Ne diyelim, Ankara, Ankara demokrat görmek istiyor seni her CHP’li bahtı kara

ERSİN ERTÜRK 

Top