Gündem Uyanış
“ Bu partiyi( CHP ) yönetenler maalesef bu halka layık düzeyde değil.”
24-04-2017 14:29 1215

“ Bu partiyi( CHP ) yönetenler maalesef bu halka layık düzeyde değil.”

 

SELEHATTİN SARIOĞLU NEDEN İSTİFA ETTİ?

 

 

 

Seçim günü istifa eden CHP Battalgazi Merkez İlçe Başkanı Sayın Selahattin Sarıoğlu ile sıcağı sıcağına bir sohbet gerçekleştirdim. İçtenlikle sorduğum sorulara cevap verdi. Buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Hadi başlayalım…

 

SORU: Pazar günü beklenen referandum süreci sonlandı ve Pazartesi günkü gazetelerde seçim sonuçlarının yanı sıra ilk sayfalarda siz vardınız. Çünkü Pazar günü CHP Battalgazi Merkez İlçe Başkanlığından istifa ettiniz. Öncelikle yanlış anlaşılan bi durum var galiba, tam olarak saat kaç gibi istifa ettiniz?

CEVAP: Oylama bitti, evime gittim. Saat 16:20 gibi, yani seçim sandıkları kapandıktan sonra kısa bir not hazırladım ve basına ve partiye gönderdim. Yani ben istifa ettiğim saatlerde daha seçim yasakları kalkmamıştı, sonuçlar açıklanmamıştı.

SORU: Bu davranışınız daha önceye verilmiş bir karar gibi geliyor.

CEVAP: Aslında iki buçuk ay öncesinden geliyor. Ayrılacaktım. Hatta bi takım girişimlerim oldu. Bütün Yönetim Kurulu üyeleri rica ettiler, hem Battalgazi’nin hem il yönetiminden rica ettiler, özür dilemeler oldu bazı kişiler tarafından… Ben de tamam dedim, bazı sözler verildi. Buradaki avukatlık ofisimden partiye geçtik ve referandum çalışmalarına başladık.

SORU: Yani bu süreç iki buçuk üç ay önce yaşandı, referandum startı verilmeden?

CEVAP: Tam referandum sürecine başladığımız İl Başkanlığındaki toplantıda yaşanılan sorunlar yüzünden verilmiş bir karardı. O toplantıdaki sorunlar bardağı taşıran son damla olmuştu. Bi şekilde atlatmıştım o süreci ama bu sorunların giderilemeyeceğini anlayınca bu şekilde bir karar verdim.

SORU: İstifanızda CHP İl Başkanı Enver Kiraz’ın veya Veli Ağbaba’nın bir etkisi var mı?

CEVAP: İstafa et, gibi bir etkisi yok ama benim yönetimime müdahaleler yapılıyordu. Yönetim içinde bana karşı bir takım hareketler oluşturuluyordu. Hiçbir şekilde hareket yapmayacak kişi harekete geçiriliyordu. Ummadığım kişiler beklemediğim hareketler sergiliyordu. Ama bunun dışarıdan empoze edildiğini ve yönlendirildiğini net bir şekilde anlıyordum. Bunun aynısını Veli Bey’e bizzat söyledim.

SORU: Şunu mu anlamalıyım: Sizin yapmak istedikleriniz il yönetimi tarafından ya da Veli Bey tarafından dolaylı olarak engelleniyor muydu?

CEVAP: Engelleniyordu, demeyeyim ama sabote ediliyordu. Göze battığım için, biraz böyle öne çıktığım için…

SORU: Peki sizin halk tarafından sevilmeniz il yönetimi veya Veli Bey tarafından niye sabote edilsin ki?

CEVAP: Zaten sorun bu… Şimdi bizim Türkiye’de ve Malatya’da siyaset pozitif veya olumluluk üzerine olması gerekirken negatiflik üzerinden gidiyor. Büyümek, gelişmek, çoğalmak değil, küçülmek, daralmak ve kontrol altına almak üzerinden gidiyor. Sanıyorlar ki ben oraya geldim, o koltuktan faydalanacağım, ilerde milletvekili olacağım. Asla o koltuğu bırakmayacağım. Siyasetin doğru şekilde yapılacağına inanılmıyor. Kısacası bir sabote vardı.

SORU: Anladığım kadarıyla Enver Bey’den ve Veli Bey’den direkt bir durum yok. Kulağınıza gelen, sizi rahatsız eden…

CEVAP: Hayır, direkt bi şey yok. Mesela Malatya’nın kimliği olan marka yerlerinden bir tanesi olan Kanalboyu’ ndaki çalışmalar ile yaptığım müdahaleler ve konuşmalar, kamuoyu oluşturmam bazılarını rahatsız etti.

SORU: Nasıl?

CEVAP: Yazdığım yazıya il yönetim kurulu üyesi diyor ki, “Ey Başkan, sen buraya taktın ha, Kanalboyu’na taktın ha…” diye yazıyor. Benim moralimi bozmak, elimi kolumu bağlamak… Veya, Paşaköşkü’nde çalışma yaptım diye orada iyi enerji aldım diye yazdığım zaman, il başkanının en yakın arkadaşı, kirvesi “Ey Başkan, sen burada enerji alamazsın, başka kapılara git” dedi. Bunu kimler yazdırıyor. Fazla ayrıntıya girmek istemiyorum ama bu tür söylemler soğutuyor. Mesela bir yönetim kurulu üyesi Enver Kiraz’ın yanında aynen şu cümleyi kurdu bana: “Sen gidiyorsun, geziyorsun güzel de senin ne için gittiğini kimse anlamıyor.” Ve bu cümleye karşın İl Başkanı “Ha ha, diye gülüyor.”

SORU: Yani sizin yaptığınız siyaseti o üye Enver Kiraz’ın yanında dalgaya mı aldı ve buna Enver Kiraz güldü mü?

CEVAP: Evet kesinlikle öyle, alaya, değersizleştirmeye… Allah’tan korkun, size kucak dolusu altın versem yine de sizi mutlu edemeyeceğim, dedim. Ben işimi yapıyorum, dedim hatta dün dahi (seçim günü) dedim.

SORU: Peki hiç Veli Bey ile konuşmadınız mı, bunları söylemediniz mi?

CEVAP: Tabii ki konuştum, aynısını konuştum. “Abi tamam, hepsiyle konuşacağım” dedi ama bütün bu sıkıntıları biliyorlar. Her şeyimi her anımı biliyorlar. Beni takip ediyorlar. Bu sıkıntılarımdan hepsinin haberi var.

SORU: İstifa ettikten sonra Enver Bey, Veli Ağbaba veya CHP Genel Merkezinden kimse aradı mı?

CEVAP: Enver Bey aramadı ama Veli Bey aradı. İstifamdan yarım saat sonra aradı. Üç dakika konuştuk. İstifanı geri çek, medyadan al birkaç gün sonra istifa edersin, dedi.

SORU: Yaklaşık bir buçuk yıldır Battalgazi İlçe Başkanlığı yapıyorsunuz. Aslına bakarsanız sizi, biz uzun süre siyasete devam edecekmişsiniz gibi gördük. 300 bin nüfuslu bir ilçenin CHP İlçe Başkanlığını yapıyordunuz ve istifa ettiniz. Bizdeki algı uzun soluklu gibiydi. İstifanız mevcut yönetime tepki anladığım kadarıyla. Bu tepkinin sonucunda davanız devam edecek mi?

CEVAP: Elbette ki devam edecek, davam devam edecektir. Ben öyle kenara çekildim gözükebilir ama yanlış anlaşılmasın, asla kenara çekilmedim. Bu çekilmenin amacı çok açık ve nettir. Ben o göreve geldim ki iyi çalışayım, şimdi eğer bu kafamı bozmalar yani dört-beş kez oldu yönetimden dalgalanmalar…

SORU: Yönetimden dalgalanmalar?

CEVAP: Ne bileyim mesela ben gazetelere ziyarete gittiğimde birisi kalkıp bana diyebiliyor ki, “Ya niye sen hep sağcı gazetelere gidiyorsun. Niye solcu gazetelere gitmiyorsun?”. Aynı şekilde bi tanesi de “Gerçek gazetesine niye gitmiyorsun ki?”. Ya kardeşim Gerçek gazetesi kapatılalı üç sene oldu, diyorum…

SORU: Haberi yok!

CEVAP: Evet haberi yok!

SORU: Bu arkadaş il yönetiminde mi?

CEVAP: İlçe yönetiminde… Bu söylediğin gazeteyi kuran da biziz, köşe yazarlığını yapan da bendim, dedim. İşte bu kişi basından haberi olmayan bir kişi, dışarıdan biri ona söylüyor. O da öyle konuşuyor. Bir değil, beş değil ki bu tür söylemler.

SORU: Bu tür söylemler çalışmanızı etkiliyor muydu?

CEVAP: Ben o şartlarda nasıl çalışacağım? Bunları aşıyorum aşıyorum… Eğer bunlar olmasaydı, iddia ediyorum, gerek referandum öncesinde gerek referandum sonrasında bu çalışmanın yirmi katını yapardım.

SORU: Gerçekten merak ediyorum; 300 bin nüfuslu bir ilçenin İlçe Başkanısınız ve istifa ettiniz. CHP Genel Merkezi’nden kimse sizi aramamış, en azından bir rapor dahi istenmedi mi? Sonuçta istifa etmenizin bir nedeni var. En azından yazılı bir ifade istenmedi mi?

CEVAP: Hayır istenmedi… Valla bilmiyorum, emeğe ne kadar değer veriliyor… Ben Ankara’daki toplantıda konuşmak istedim. İl ve ilçe başkanları toplantısında… Yazılı olarak bildirdim. Hiç söz verilmedi, sınırlamışlardı.

SORU: Sizi sevenlere buradan tam olarak ne demek istersiniz? Şu anki ruh halinizi merak ediyorum?

CEVAP: Siyasi çalışmalar sadece bir mevki ile bir makam ile sürdürülmez. Ben bir buçuk yıl önce bu göreve gelmiştim. Ondan önce Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanıydım, Malatya Barosu Başkanıydım. Şu anda Türkiye Avukatlar Vakfı 2. Başkanıyım… Zaten bu göreve gelmeden önce Malatya’nın birçok sorununa el atmıştım.

SORU: Açık sormak istiyorum; ileride İl Başkanlığı veya milletvekilliği gibi durumları düşünmez misiniz?

 

CEVAP: Elbette ki düşünürüm. Ama bi şey olacağım diye yapmıyorum, asla… Biz milletimize vatanımıza borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Ama bu anlayışı, bu kısır siyaseti bırakmamız gerekiyor. Toplumu, milleti, ilini gözetmesi gerekiyor. Kendi koltuğuna dönük değil, dışa dönük bir amaç gütmesi gerekiyor.  İdealli ve aşkla bakmak gerekiyor.

SORU: Sorularıma içtenlikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Söyleşimizi bitirirken son sözlerinizi almak isterim.

CEVAP:  Ben de size teşekkür ederim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tabanı olan, oy veren ister Arguvanlı olsun, Hekimhanlı olsun, Paşaköşkülü olsun, diğer ilçelerimizden olsun… CHP’ye oy veren halkımızın yüzde yüz CHP’nin ilkelerine bağlı olduğunu düşünüyorum. Atatürk’ün kurduğu, Kuvayi Milliye ruhuna sahip olan, vatan millet aşkıyla dolu bu halka yürekten saygılıyım. Ama bu partiyi yönetenler maalesef bu halka layık düzeyde değil. Bu halkı istismar ediyorlar. Bu halkın duygularını boşa çıkarıyorlar. Bu insanlar da karşılıksız olarak oy veriyor, veriyor, veriyor ama hiçbir şeye yaramıyor. Kendisini bu halka borçlu hissedebilecek yöneticilerin gelmesi gerekiyor. İşte böyle bir aşk olunca herkesle bütünleşilir.

Mahir Temur

Bu sabah Gazetesi

 

Top