Gündem Uyanış
DEMOKRASİ  KATLİAMI
29-08-2019 17:50 350

DEMOKRASİ KATLİAMI

 

 

Bir tarafta Türkiye'nin

dağları,yaylaları

sahilleri,

ormanı,

çiçeği,

börtü böceği,

kuşu, kurdu katlediliyor.

 

       Diğer yanda da bu hoyratlığı kınayan binlerin, on binlerin demokratik talepleri "kulak ardı" ediliyor, duyulmazlıktan geliniyor.

Kaz Dağları'nda,

Karadeniz yaylalarında doğa tahrip ediliyor.

Bir gram altın için halkın suyuna zehir katılıyor.

Alınan bir nefes oksijen yok ediliyor.

Doğa öldürülüyor.

 

     Fazıl Say'ın Ka Dağları'na taşıdığı piyanosunun eşliğindeki insanlar, "bulutları tavan, toprağı koltuk" yaptılar. On binlerin "kaz dağları can çekişiyor" diye yükselttikleri feryat, "altın taciri yönetim"e duyuruldu mu?

Bilinmez.

      Acaba dünyada doğayı bu kadar betonlaştıran, yeşili yok eden, toprağı zehirleyen " beton yürekli" başka bir yönetim var mıdır?

Bir de demokrasinin siyasi boyutuna bakmak lazım.

      İstanbul seçimlerine ait hukuk dışı kararlar sayılmazsa yerel seçimler 31 mart 2019 tarihinde yapıldı.

Belediye Başkanlarının görev başına gelişleri yaklaşık 145 gün oldu.

Kimi belediye başkanı "tebrik" faslını henüz tamamlayamamıştır.

     Bu kadar kısa bir sürede 3 Büyük Şehir Belediye Başkanının görevden alınarak yerine "kayyum" atanması demokrasiyle izah edilemez.

      Başkanların işledikleri suç veya suçlar, çok açık, tam anlaşılabilir şekilde açıklanmazsa, bu işlem halkın cezalandırılması, Halkın oyunun "hiç sayılması" anlamına gelecektir.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde Belediye Başkanı, görevden alınamaz.

Böyle bir "vesayet sistemi" yoktur.

 Seçimle gelen seçimle gider.

Burası Türkiye, diyelim ki Başkan alındı.

Yerine vali ya da bir başkası atanmamalı .Belediye Meclisi devreye girmelidir..

       Görevden alınan başkanların yerine yasaya uygun olarak, Belediye Meclisinde seçim yapılmazsa, Belediye Meclisinden başkan çıkartılmazsa, demokrasi tas tamam katledilmiş demektir.

       Beş ay önce yapılmış seçimde, seçilen Belediye Meclis Üyelerine başvurmaksızın, "Kayyum"la beş yılı doldurtmak, akıl, izan, insaf veya demokrasiyle, izah edilemez.

       Bu kararlar, halkın demokratik inançlarını zayıflatmayı, başka yolları denemeye zorlamayı barındırıyor.. Yönetim bu tür provokatif kararlarla gündemi değiştirmeye çalışabilir.. Ancak toplum provokasyona gelmemelidir.

       İktidarlar, demokrasiyle özdeşleştiği dönemlerde güç kazanır, demokrasiden uzaklaştığı dönemlerde de güç yitirirler.

Bu savımız AKP İktidarı için de geçerlidir.

Kin, kibir, nefret, hırs hiç bir iktidara itibar kazandırmadı.

kazandıramaz.

Bunu unutmamak lazım.

Top